Her şey kadar...
19.3.2018 20:33:16
Konuşmak ve susmak
Uykuları parçalamak inen karanlıkla birlikte...
Sabrın yanık yankısında yar yarası
Alnımın ışıklı yamaçlarında aşk
Sözcüklerle yerleşen gölgeler
Bakışlarındaki imgelere direnen kır çiçekleri
Büyüdükçe ağaçlanan
Hiç bir şey bilmiyorum
Muttasıl zamandan saat sormayın bana
Seyredin yüzümün kızıl perdesinden
Bülbülü ve gülü
Ruhuma dolan suyun hafi dalgaları
Eteğimin bir ucundan tutarak
Yalvartsın sessizliği
Nasılım...
Düşün kalbindeki isimsiz ormanı
Sazının teline vuran özlem ateşindeki kıvılcımı
Gecene tül tül inen semayla bir
Kanıyorum kıyılarına susayarak
Toplandı mı derinlerine canan
Her şey kadar gerçek
Her şey kadar düş
Her şey kadar...
Günün en kuytu yerlerine
Ihlamur sıcaklığıyla saklarım seni
Çocukluğumun güngörmüş martıları sancılı
Alabildiğince çığlık dolu odam
Ki,bütün odalar bana susuyor
Gamzelerinde aklım
Damla damla çiçeklenirken
Düğmesini iliklerim ceketinin
Bir şiir gibi
Bekar gecede
Yalnızlığım nasıl da çoğul
Akar pencereme doğru deli bir yağmur
Senden başka kimse gelmiyor
Kör noktada yaşamak/
Yaşamak güzel diyorum
Sen kadar
Her şey kadar..
Ahh
Haykırabilsem dağ başlarına seni
Ağzımın kıyısına soluğum olur musun
Sakalına düşen her beyaz gibi
Özlerim seni
Ahh
Kaçsam buralardan
Sonsuz bir acı kıvrandırır şuramı
Hayatın tırnaklarında umudum
Ne istediğimi biliyorum
Ya gir koluma
Ya da al avuçlarına yüzümü
Bir Mayıs sabahı