9.3.2018 10:31:28
Toroslu Yâr
Elâ göz eliyle bir gençlik vakti,
Bağrımın soluna bir gül dikildi.
Gözyaşımla her gün suladım onu,
Hasreti büyüdü, dimdik dikildi.
Ne mevsimler geldi geçti gönlümden,
Bir an vazgeçmedi o al gülümden.
Ne tehditler aldım kahpe ölümden,
Gül hazanlar gördü, sanma söküldü.
Gün geldi, yabancı çicekler açtı,
Onun gibi değil; bunlar bir hiçti.
Gerdanlardan nefsim şarap mı içti!
Şeytan peşine mi sanki takıldı?
Bu gül solar mı ki, özü avşardan!
Boylu poslu yörük, toroslu yârden.
Sakınırım onu doludan kardan,
Yüzdeki, güzellik, hem de akıldı.
Yusufoğlun gönlü o gülde kalmış,
Ne güzellikmiş ki, akılda kalmış.
Şimdilerde yaşlar, elli beş olmuş,
Murat almadı da, ağıt yakıldı.
09.03.2018
MCİO