Bilmeliydim,
Suyun, kapsız ve duvarsız şekillenmelerine alışkın olmadığını
Mavinin anonim tonlarını severken
Günahlarına 'en'li mazeretler sunmalı bu
Galata'da koktuğun o belirsizlik geçmişte kalmadı
Nedir ki geçmiş?
"Nedir ki geçmiş" minvalinde yalanla başlarken
Mavinin anonim tasvirlerisin
Dökülmüş İkonlardan artakalan
Pi sayılı haleler taşıyarak
Belleğinin kesintisiz katedrallerinde

İzmarit toplayan bi çocuğun,
orta taşına taşarken
Mutluluğun kanserli dokusu
Yaşam,
ay'ın son evresi olarak
Kötü ve gecikmiş bi teşhis
Antik aldatmacalarla kurduğun öbekleri
Yakasım geliyor sen uyurken
Alaca ve cenabet kontrastlarında mavinin

Hadi, suya taş atalım
Aysar insanlar Melankoli ve vahşete batmışken
Cebir'le açıklamaya kalkışabilirim
Başındaki tacı
Suyun taşlanan dalgalarına boşuna bakma
Taşın dibe batışı anlatılan
Boşuna suyu anlatıyorum sana
Bana, duvarları ve kapları boşuna anlatırken

Mavimsi belleğimin
Lekeli çınarlarıyla
'Evvel'den beridir burdayım

Böyle bir yağmurun döküşeceğini
Kimse bilemezdi.

Yine su.

Yinelenen onca mazeretten
Kırık plaklar kadar keskin
Geçmişin dağılmışlığı oldu

belirsizce kokuyor geçip giden

Aklımın mavimtrak yerleriyle
Masmavi mantıklar yürütüyorum
Alacalıklara
Bilmek istemesem,
Suyu unuturdum.