Öyle çok sözler vardır, sitemi anlatmaya
Dil uca gelmedikçe, suskunluğa bürünür
Bir çoğu sebep iken, yaşları kanlatmaya
Yolundan çelmedikçe, suskunluğa bürünür


Sessizliğin içinde, dert yumağı ördürür
Uzaktan bakıldıkça, dıştan mutlu gördürür
Kanayan yarasına, sanki merhem sürdürür
Kozayı delmedikçe, suskunluğa bürünür


Dermansız kaldığını, sindirmedikçe gurur
Felekle tokat gibi, gamı yüzüne vurur
Yanına yaklaşamaz, uzak durdukça sürur
Halini bilmedikçe, suskunluğa bürünür


Ağlayan gözlerini, saklarken köşe bucak
Deva ararcasına, bekler şevkali kucak
Lal olan dillerinin, ağzını açmaz bıçak
Yaşını silmedikçe, suskunluğa bürünür


Dinleyeni olsaydı, anlatacaktı kolay
Rahatlayınca beyni, kapanacaktı olay
Yüzü kızartıyorken, bakışlardaki alay
Özür dilemedikçe, suskunluğa bürünür


Nesrin Önem
11 01 2018
Tekirdağ