27.12.2017 08:59:24
Uzun ince servi gibi bir kadın
Yürüyordu koca ormanda
Yalnız başına
Sürüklüyordu sarı yeşil taze yaprakları
Yere değen bembeyaz entarisiyle
Yavaşça yaklaştı bana
Değdi değecekti nasırlı elerim
Altın sarısı yumuşacık saçına
Ne güzel kokuyordu Reyhan
Zarif bembeyaz teni
Kendine çekiyordu beni
Yaralı kanayan yalnız yüreği
Yaşıyordu yalnız başına
Yıpranmış garip bir aşkın çilesini
Kim bilir kaç asırdan beri
Gözlerim yemyeşil gözlerine değince
Parladı gözlerin içi birden
Gülümsedi hafiften
Göründü bembeyaz inci dişleri
Yumuşadı yavaş yavaş
Yüzündeki sert tedirginlik
Git gide uzaklaştı kadın
Hüzün deryasından
Değişik kuş seslerin arasına giren
Yere düşen yaprakların hışırtısı
Daha hoştu Itri’nin bestesinden
Bu kadın ormanda yürürken
Avcıların kırık dökük kanlı kafesinde
Hürriyetlerini kaybetmiş kınalı kekliklerin
Kurtulmak için
Tüyleri dökük kanatlarının
Son çırpınışlarıydı acı bir çığlığın
Bu kadın üzülürken
Sıyrıldı gökten ağır yüklü tembel bulutlar
Göründü masmavi hafif geniş gök
İnsanı sarhoş ediyordu kadındaki güzellik
Öpüyordu dertli kadının incecik ayaklarını
Kırmızı yumuşacık merhametli toprak
Eğildim dert dinleyen yerin kulağına
Duydum belli belirsiz korkunç bir ses
Aşkın kadına verdiği acıydı bu galiba
Uzaklaştı dünya benden
Gidince o güzel narin kadın
Dalıp gittim derin bir uykuya
Uzaklaştım kendimden
İrfan GÖRGÜN