yaprak üşürse... elma dalından düşer…
1.10.2017 00:17:05
yaprak üşürse...
elma dalından düşermiş…
salınmış ekim gecelerine yalın rüzgar
kükreyen sesler üstüne
ketum fermanlar bestelemiş çalıkuşu
esmiş poyraz
kırılmış dallar
dökülmüş yapraklar
her yağmur tanesi
sürmelerini akıtmış elma ağacının
*
her şey turuncu
masal ışıldağından şaşaalı sahneler
mest eyleyen parıltılar savrulmuş eylülden ekime
tepeden tırnağa aşk
yağmur taramış saçlarını ekim akşamlarının
puslu aynanın içinde
hayal kesilmiş dört bir yan
elma çiçeği velvelesinde
şavkı yansımış kızıllığa derin vadilerin
bir damla suyun dört yana dağıldığı
şelalelerini sınırsızca akıtmış
hızır ıssızlığında
renk fırtınalarından kurulmuş köprüler
arz üstüne sinmiş sis
büyüye maruz kalmış sonbahar
köpük köpük sihirli parmaklarla dokunmuş
izler bırakmış elma ağacının tenine
masal mevsimlerinden geçiyorken
o kutsal büyücü
*
uykuya yaslanmış mışıl mışıl
gökyüzü muştulanmış
uzanmış melekten bir şafak
ışıklardan çiçek açmış tan yeri
kızıl ateşli şarabı köpürmüş toprağın
çok uzaklardan güz yağmurları
selam göndermiş sabah yeliyle fısıltılı
turnalar ne zaman büyümüş
nurdan kanatlar sırtına ne zaman takılmış
ne zaman gözlerine bulanmış hicret aynası
nabızlarında elma çiçeği
kadeh kadeh
kaç füsunlu direniş
kaç efsunlu yolculuk
*
akşamın sisi çökmüş
dal kırılmış yapraklar uçmuş elmalar darmadağın
gölgeler ışıkla oyuna tutulmuş
pencerede buğu
havada su
çıplak dalların yeşile susamış son arzusu
avuç avuç lapa lapa çiğ tanesi
göğün kanadında mavi deniz
şerha şerha yarılmış umman
yıldızlar damlamış nehir suyuna
durmadan, durmaksızın
derin çığlığın çağlayana dönüştüğü
*
bir yanı sakinleşir ,bir yanı taşar
rengini ateşten seçerken güneş
bir başkaya dönüşür dokunduğu her şey
kızıla boyanmış her perde
ezeli bir tılsım ürpertisi toprağa sinmiş
ezel bu yüzden
ebet bu yüzden
züleyhanın sırrında
rüyasında yusufun
düşten düşmüş
doğu ile batı arasında şehirler
*
yağmur dokunmuş gözlerine çöl ahusunun
fosforlu çizgilerce desen desen
soğuk mevsimlere atılmış geceler
meskenine sonrasızca yürümüş
engin dehlizlerden gelen dalgalar bir bir
yorulmuş bitkin düşmüş
koyulmuş sahillere telli duvaklı
muammalı sessizlik dört cihet
cehennemle cennet burada yer değiştirmiş
kendi şifresiyle vurulmuş ses
günler geçmiş mecnundan leylaya
yağmur damlalı…
ay yüzlü…
pembe düşlü ...
yaprak üşümüş
elma dalından düşmüş…
redfer