yaprak üşürse... elma dalından düşer…
30.9.2017 23:27:19
yaprak üşürse...
elma dalından düşer…
salınır ekim gecelerine yalın rüzgar
kükreyen sesler üstüne
ketum fermanlar besteler çalıkuşu
eser poyraz
kırılır dallar
dökülür yapraklar
her yağmur tanesi
sürmelerini akıtır elma ağacının
*
her şey turuncu
masal ışıldağından şaşaalı sahneler
mest eyleyen parıltılar savrulur eylülden ekime
tepeden tırnağa aşk
yağmur tarar saçlarını ekim akşamlarının
puslu aynanın içinde
hayal keser dört bir yan
rüyada kalır yeşiller
elma çiçeği velvelesinde
şavkı yansır kızıllığa derin vadilerin
bir damla suyun dört yana dağıldığı
şelalelerini sınırsızca akıttığı
hızır ıssızlığında
renk fırtınalarından kurulur köprüler
arz üstüne sindiğinde sis
büyüye maruz kalır sonbahar
köpük köpük sihirli parmaklar dokunur
izler bırakır elma ağacının tenine
masal mevsimlerinden geçiyorken
o kutsal büyücü
*
uykuya yaslanmış mışıl mışıl
gökyüzü muştulanır
uzanır melekten bir şafak
ışıklardan çiçek açar tan yeri
ilk ve son düş ha doğdu ha doğacak
kızıl ateşli şarabı köpürür toprağın
uçuşur çok uzaklara güz yağmurları
selamlaşır sabah yeliyle fısıltılı
turnalar uçar ebruli
ne zaman büyümüş
nurdan kanatlar sırtına ne zaman takılmış
ne zaman gözlerine bulanmış hicret aynası
nabızlarından boşalır elma çiçeği
kadeh kadeh
kaç füsun direnişi
kaç efsunlu yolculuk
*
akşamın sisi çöktüğünde
dal kırılır yapraklar uçar elmalar darmadağın
gölgeler ışıkla oynarken
pencerede buğu
havada su
çıplak dalların yeşile susayan son arzusu
avuç avuç lapa lapa düşen çiğ tanesi
göğün kanadında mavi deniz
şerha şerha yarılır umman
yıldızlar damlar nehir suyuna
durmadan, durmaksızın
derin çığlığın çağlayana dönüştüğü
*
bir yanı sakinleşir ,bir yanı taşar
rengini ateşten seçerken güneş
dokunduğu her şey bir başkaya dönüşür
kızıla boyanmış bir perdenin düşüşü kadar ani
kırmızı elmalarca
ezeli bir tılsım ürpertisi toprağa sinen
ezel bu yüzden
ebet bu yüzden
bütün ihtimaller
züleyhanın sırrında
rüyasında yusufun
doğu ile batı arasında güze dönüşmüş
akşam sonrası koca şehirlerde
düşten düşüp tutunamayan gizler
*
yağmur dokunmuş gözlerine çöl ahusunun
fosforlu çizgilerce desen desen
soğuk mevsimlere atılmış geceler
meskenine sonrasızca yürümüş
engin dehlizlerden gelen dalgalar bir bir
yorulmuş bitkin düşmüş
vurulmuş sahillere telli duvaklı
muammalı sessizlik dört cihet
cehennemle cennet burada yer değiştirmiş
kendi şifresiyle vurulmuş ses
günler geçmiş mecnundan leylaya
yağmur damlalı…
ay yüzlü…
pembe düşlü ...
yaprak üşümüş
elma dalından düşmüş…
redfer