ÖMRÜN TENHASI...
27.9.2017 15:19:49
Ay dilimlendi geceye dair,
Ölüm bilemedi kimdi son yolcu.
Zaman örselendi kıblesi dik başın,
İnsan tümlendi
Demek ki; sona hücum.
Kehanet erbabı kör dilenci,
Yonca misali yine yüreğin titrek sesi,
Kem gözün kem sancısı;
Aşka biat ömrün gelip giden sarkacı.
Andıkça dünü, binaen bilinmeze,
Sevdikçe yâri,
Gücü yetmez ikiletmeye aşkı.
Kartal bakışlı deyişlerde kan kırmızı ölüm;
Şen şakrak şarkılarda
Kim bilir kimin mizacıydı en zalim?
Hakka uzandıkça eller,
Sanma ki boş kalır;
Sevgiyi yâd ettikçe gönüller
Kımıltısı yeter ömrün şavkına.
Zemheri gölgemde sükûtun izi;
Dünün indinde yarından yok tezi:
Bir kıblem bir de anam;
Bir gölgem bir de dengim üç beş tebessüm;
Ötelendikçe yetmedi zaman;
Seğirttim anbean.
Hâşâ, kimin eli kimin cebinde;
Sureler dilimde yanar da akar yüreğe ince ince.
Başımın tacı sevdam;
Sözlerimin nazı yine çeperinde bin bir kıyam.
Söylemden öte yol varsa
Bil ki kalp gözü;
Aşktan öte niyaz varsa
Elbet başım gözüm üstü.
Yarenlik eden şiirden çıkıp da yola;
Darmaduman olmuş ömrün kayıp rotasında:
Bir elem bir de Kerem kaydıkça eksenimden;
Ne sitem ne özlem
Baş koydukça mecazi aşklara.
Kırık kanadın da olur elbet heybesi,
Yitik neşemin olsa keşke alfabesi,
Fırtınadan öte yağmurdan beklediğim,
Rüzgârdan hızlı hangi niyazı derlediğim.
Ölümsüz olsam ne fayda,
Ölümüne sevdalıyım madem
Sevginin naaşına yetemediğim,
Diri cümleler kadar kandığım,
Muteber gölgelerce kıstırılmışlığım.
Zamandan sonrası yalan be gülüm;
Gülden ötesi talan kalan ömrün;
Sevdikçe sevesi geliyor madem insanın,
Fıtratına şükret
Bir de nazına niyazına durduğun pervazın.
Eklemlerinde acılar büyüttüğüm ömrün tenhası;
Yitip gidenlerin olur mu hiç vebali?
Seyrinde yürek neye dertlendiyse;
Zevkinde iklimlerin hangi çiçek yeşerdiyse.
Andım olsun ki;
Gün yüzün görmeden öleceğim,
Yandıkça ateşte zehrini yok edeceğim
Demediklerime binaen onca sırdaş cümle
Dediklerimi asla kinaye belleme,
Sen ki kayıp zümre.
Bir faniyim altı üstü,
Batılında kanadığım,
Battıkça aşka
Sevmelere doyamadığım.
Bir tebessüm ısmarladım gecenin kör vakti
Selası verilen hangi ölümlü ki
Varsın bilesin yürekteki izi?
Kayıp da sönmeyi bilen sen kırpık yıldız;
Sevip de ölüm dilenen sen kâfir tılsım:
Bir neyden ibaret mi de evren,
Sesleri istifledi şiire gıyaben?
Solmaksa aşkın fıtratı;
Yanmaksa verilmiş bir kez beratı.
Sevdiceğim, hadi düş peşime;
Ezelden ebediyete kanat açalım
Sevdanın şerefine.