...
12.7.2017 10:47:10
çamurdan kuleler yapan ellerimi özlüyorum
ellerim/ki çizdiği mesafelerde daralır akşama...
dudaklarımda zaman iğneli
ne uzakları avutur
ne de yakına geçit
susturun savaşları
uluyan umutlarda
kara üzüm tanesi
yudumlarken
dünyayı
ağdası yüzüme bulaşmış duygular
şimdi hangi çiçeği açar renk renk yüreğimde
sellerden geliyorum
kalabalık insanların vadilerinden
ve kemiğime yaslanan fotoğraflardan
onlar uslanmazsa vuruyorum yalnızlığın kanatlarını
zikir bir secdeye.
saçları uzun yağmurda kokuyor aşk
cebimde parmak uçlarım.
teninde kuşun nakışı değişiyor
aklım çıldırıyor
bilmediğim iklimin merkezinde
güneş mi doğuyor...
aynalar
nazlı ağaçların dallarına saklanan
sahipsiz şiir.
ki,
derinlerde gezegenler görkemli bir
hayal sadece
ezgisi duvarlarda içimdeki sesten iniyor
diyorum
olmazsa aşk
üşürüm.
ama şimdi
andıkça bir masalı çoğalamıyor
yüzü yok/
sesi yok/
penceresiz selam
sabrın toprağı.
velhasıl
koşabildiğin kadar mavidir/
kızıldır/siyahtır
koşabildiğin kadar ama
ve mutlaka bir konuğu olur
kapadığımda göz kapaklarımın
gövdem takviminden düştüğünde
tutunabileceğim kadar
ayaz/ım
aşk mı notlara karışmış tanı
gün kanamaları
keşke
Hilal in gölgesine vuran kayalara
mavi kalemle yazabilsem iki kelime
yazabilseydim
susan bir medeniyet
uyanacaktı
nadide çiçekler
ve
kandiller
adı olmazsa bir düş ün yaşanır mı bu iksir
hadi çocuk
çamurdan kuleler yapalım.