Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar

Web Zaman Damgası



"KOŞMA" isimli şiir 11.7.2017 09:17:13 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında
Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir.
Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.


Şiiri Görmek İçin Tıklayın

KOŞMA
11.7.2017 09:16:49


D)-Ağıt

Başta ölüm olmak üzere, yaşanılan acı olaylar sonrasında (hastalık, hasretlik, esaret, deprem, sel, yangın, kaza vb. felaketler) le ilgili duygu ve düşünceleri dile getiren ürünlerdir. Ağıtlar, insanların bir arada yaşamaya başladığı ilk dönemlerden İtibaren var olan sözlü ürünlerdir ve insanlığın ortak özelliklerindendir. Ağıtlar halk şiiri türünde olup kafiye ve mısra düzeni koşma ve destanlara benzer. Düzenli ve düzensiz söz ve ezgilerle ifade edilir. Ağıt’a İslamiyet öncesi Türk Edebiyatında “sagu”, Divan Edebiyatında “mersiye” denilmektedir.

Türk kültüründe oldukça köklü bir maziye sahip olan ağıt ve ağıt söyleme veya ağıtçılık geleneği, çeşitli Türk boyları tarafından günümüze kadar yaşatılan ortak en eski geleneklerden birisidir.
Orhun Âbideleri’nde "Sıgıt" ve "Sıgıtçı" olarak gördüğümüz ağıt ve ağıt söyleme geleneği, Türk boylarındaki dil ve gelenek farklılaşması ile geniş bir coğrafyaya dağılma sebebiyle çeşitli kelimelerle adlandırılmıştır. Bazı Türk boylarında, bugün, ağıt ve ağıt söyleme geleneğiyle ilgili şu kelimelere rastlamaktayız.
Doğu Türkistan’ da yaşayan Uygurlar ağıt türü şiirlere "Mersiye koşukları", Kuzey Kafkasya’ da yaşayan Kıpçak lehçesiyle konuşan Karaçay - Malkar Türkleri; "Küv", Kerkük Türkleri; "Sazlamağ", Kırım Tatarları; "Taqmaq" adını vermektedirler.

Ağıt : Almanca’da karşılığı "totenlage", Fransızca’da "élégie", Rusça’da "plaç, priçitaniya", İngilizce’de "lament" olarak adlandırılır.

MEHMET

Sınır boylarında, hemen her yerde
Vatanı korurken, ölüyor Mehmet
Onlar birer gonca, olur seherde
Makamını görüp, gülüyor Mehmet

Gözünü kırpmadan, gidiyor amma
Canını vatana, adıyor amma
Hakkını da helal, ediyor amma
Peygambere komşu, oluyor Mehmet

Mehmet den bahsetsem, tutulur dilim
O anda, duaya, uzanır elim
Henüz yirmisin de, gelirken ölüm
Şehitlik ne demek, biliyor Mehmet

Ateş düşen ev le, yanıyor oba
Ayakta kalmaktır, anada çaba
Vatan sağ olsun, derken her baba
Milletten, helallik, alıyor Mehmet

Amentü diyerek, boynunu eğip
Ele kına yakıp, kefenin giyip
Yurt olan her yer, kutsalım deyip
Toprağı kanıyla, suluyor Mehmet

Bitmek bilmiyor ki, düşmanda akın
Bu Ülke Türk yurdu, çiğnetme sakın
Dünya’da bir eşi, var mı bir bakın
Memleket aşkıyla, doluyor Mehmet

Asker doğar ölür, burada her fert
Tarihe bakıp ta, bilmez mi namert
Lüzumsuz cevabın, haine çok sert
İne girse bile , buluyor Mehmet

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL