28.6.2017 22:36:32
[ italik ]
Sahilde oturmuş bir ihtiyar
gözler uzaklara dalgın
süzülen iki damla yaş
yağdı yağacak sanki
belliki dinginliğin ardı fırtınalı
boğazda düğümlenen zor zaptedilen kelimeler
selam versen ardı ardına dökülcek gibi
önce
anılar anılar anılar..
bahaneler bahaneler bahaneler..
peşinden..
ne yapsan boş
pişmanlık baki .
akılda kalan..
der gibi iç çekmeler...
yanaşmalı farketmek için
çürümeye yüz tutmuş geçmişin girdabında
tecrübenin verdiği rahatlıkla
ürkek ama ödün vermeyen
tebessüme gizlenen
anların izini...
sönmeye yüz tutmuş yıldızın
son kez canlanma çabasındaki gibi
biçare yarı ışıltılı gözlerden savrulan
her aşk yeni bir ders
her ders yeni bir kaçış
her kaçış yeni bir yol ...
her yolun sonu
başladığın yer..
bakışları...
hayatın zirvesinde son demler
artık ne işe yarayacağı belirsiz
gereksiz onca yığın tecrübe
alındaki kırışıklıklar
sanki doğarken başlayan ağlamalardan
bugüne dek süren anlar senaryosu...
bazı satırlarda sevgililer
bazılarında fırsatlar
keşkelerle dolu sıralanmışlar
son satır göz kenarlarına atılmış imza
kişiye özel belki tüm pişmanlıklar...
bir şans daha istese
verirmiydi güya
ders aldım yaşadıklarımdan dese
o anlara dönmeye hayat...
belki anlatmalı tecrübelerini gençlere
aynı fırtınalarda dalgalara
ceviz kabuğu olmasınlar diye..
belkide vazgeçmeli..
ya gülüp geçerlerse bu da yapılırmı diye..
hem zaten kişiye özel değilmiydi hayat
aynı hatalar yapılacak
farklı senaryolar yazılıp
farklı tiyatrolar oynancak...
sahne aynı sahne
oyun aynı oyun
amma sahneye cephe koltuklarda
farklı yerden bakılcak.. farklı yorumlar yapılcak...
mesela
aşk dediğin anlık saf bir duygu..
lakin
bazen bir gencin kısacık rüyasında buluşulcak
bazense sahilde bir ihtiyarın bakışlarında günlerce anılcak...[ /italik ]