12.5.2017 20:45:15
[ italik ]
İçimizden boşalan cesetlerdi
Uyuduk, uyanamadık.
Tutuşuyordu gökyüzü, aşağıya büyüyen ağaçlar
Her köşede kayıp çocuk, anne kokusu
Kırmızı ayakkabılar
Binlerce parça ki
Temek parçacıklar değildi zeminde oynayan
Gölgeli bir kız ellerini sürüyor yüzüne
Ah hiç büyümeseydim
Büyüdükçe dalları kırılan incir ağacı gibi
Bir parça bulut
Semada
Yanık kokusu
Ve devlet.
Sakın arama
Sessiz duvarların gölgelerini
Bir yargıç kalemini kırarsa Ankara sokaklarında
Ölüm vaktidir dalga gibi yayılan
Jiletler böler ruhları
Bir usta malasını sürer duvarlara, kapanma zamanıdır
Zaman ki
Verandasız kuşlar
Çürük sazlıklara doğru
Kesiyor annem saçlarımı, ne tuhaf ki
Nallar çivileri çekiyor o zamanlarda
Yılanlar suları
Gözbebeğim kanları çekiyor bu vakitlerde
Bu vakitlerde.
İnsanın ayakları yukarı kayıyor
Biri döndürüyor daireleri
Aşağıda kuyularda uyuyor iskeletim
Ve birileri yiyor beynimdeki solucanı
Yuvarlıyorum gözbebeklerimi paspasın altına
Lili Marlen çalıyordu
Zagreb’de mantar barları
Caz ustaları
black jek ve rus ruleti
Bir kadın doyumsuz eğlence sunuyor askerlere
Ve bir adam düzenli olarak altını ıslatıyordu
Bir trenim olsaydı eve giderdim.
Ses
Ses
Ses
Haki bir renk kalbimin üstünde
Renklenmek için sokaklara çıkmıyor hiç kimse
Araçları gördüm kaldırımlarda akşam
Sorgucu gözlerle izliyorlardı
Ankara göbeğinde açlıkla terbiye etmeye çalışıyordu devlet
Oysa susanlar da çarmıhtadır bir parça
Masaya su koy, ekmek
Burada kış var
Burası
Cellât âlemleri
[ /italik ]