24.9.2018 20:52:31
Zemheriydi… Sonsuz bir ağıt gibiydi mevsim
Bıyıklarından buz sarkan bir kış, çapraz fişek, dağdan düze inmişti
Ali kıran baş kesen eşkıya olmuş
Güpegündüz… O metruk kasabaya çökmüştü
El ayak çekilmişti
Uyur uyanık çocuklar, isli gaz lambasının ışığında Fantastik kış masalları dinliyordu
saçları kar beyaz dedelerden
Dışarıda, birbirine dulda olmuş çoban köpekleri
Kar, efsun gibi kaplarken kerpiç damları
Ağılda, koyun kuzu sarmaş dolaş
Sanki hepsi birbirine sevgili…
Koyaklarda tetikte bekliyor her an düştü düşecek bir çığ
Bir kuytuya sinmiş göç yolunu şaşırmış göçmen kuşlar
Aç bir kurt, hasta bir yılkı atı kendine öğün yapmış
Bir karış buz tutmuş o hırçın ırmaklar
Zemheriydi... Zehir zemberek bir kıştı
Üşüyordum
Hasretin, çalı çırpıyla yakılmış ateş gibi içimde tutuşmuş
Kardelen gibi kardan fışkırmıştı
Halay çeker gibi yağarken kar
Ağır adım yaklaşıyordu efkar
Özlüyordum… Daha doğrusu… Özlemekten geberiyordum
Onca zamana rağmen hiç eprime' miş hayalini, içimin çekmecelerinden çıkarıp
O kızoğlan kız kokunu içime çekiyordum
Zemheriydi… Soğuktu…
Elim ayağım buz kesiyordu
Öğrenci harçlığımla aldığım yün battaniyeyi üstüme sarıp, bir yandan soğuğa direniyor
bir yandan ateşinle yanıyordum
Mırra tadında yokluğuna inat
Dilimde boğma rakı gibi boğulmuş bir şarkı
Ciğerlerime kaçak tütün stokluyordum
Muhabbeti çekilmiyordu sarışın yokluğunun
Kumral imgelerle kadeh tokuşturup
Esmer şiirler yazıyordum