20.8.2017 15:00:10
Yağmur sonrası açan güneş
ab-ı hayat tılsımıyla meşk/
renk cümbüşü "Alâim-i sema"
papatya narini boyun/
öyle.. yağmurcuk gelinisin/
Ondan bulamıyorum işte
varamayışım bundan,
kavuşulmamaya büyüyen
bir hasretlik şiirisin/
ezgisi eksikli türk(ü)
iki kişi yerine aşık
erdemli sevgiye aranan
yeni tarif gibisin/
o kadar meziyetlisinden
hep maşuk özneli oluşun..
fiili yılgın, fail
yine o nedenden
kırık bir anlamın
aşk-ı evvelisin/
Yan bakışlarını kapatan saçların
akşam rüzgârıyla dağınık
vakurla eğilir güzel başın/
ok kirpiğin.. ayça kaşın/
buğulu, çekik gözlerin
peyga vurur bakışın/
püsen zerreyle örülü
aşağı yel eseni ferah/
ve divana kaldığı için
çok derinlerdeki ah/
Yazdan kalma bir gün/
kuşluk vakti ya da tün/
boğazlı kazak.. beyaz/
gök mavisi forma
sonra, aniden mevsim değişir
okul yolu.. kış, kıyamet, ayaz/
beyaz bir pardesüye meyyal/
anılarla örülü ve çokça hayal/
ama hiç öyle havaya girip
hayra yormamalı
netice itibariyle
herşey derinde saklı/
ve aşkta da hep kader haklı/
Oğuz kavutu yer gibi yansır yüze
kaçmış zerre-i miskal takılır genize/
şekerli kuru, toz kesifiyle keskin
hatırladıkça ne garez, ne kin !
Sararmış bir sarsıntı artık benize/
sevgi sessizi öyküdür
açılır mekansızı mahâl denize/
Gidişin bağ bozumu zaman
güz, hüzzam.. hazan/
eylül sonu, başı ekim’in
ne çok sevdim seni ben
hiç ah almadan/
aşk sevgiliye bir ömür
duyulan saygıdır/
sevmenin en insancıl hali
ve erdemli sevgiye verilmiş
emeğe dair kaygıdır/
ki, ben hala oradayım
o uzay.. o dem/
algış-kargış, bigane/
bilinç altına yer etmiş
arpa boyu bir zamane/
yol yakını uzakta sanki yıllar/
eksiltmemiş görkeminden
hiç bir şey, eskimemiş
daha dün gibi taze,
zihnimde kalanlar/
kovalarken birbirini
biteviye anılar/
Ahmet Kutlu Ayyüce
19-Ocak-2017