9.8.2017 14:23:08
havada buz kristalleri
kaldırımlara dökmüş içini boyalar
galata kulesi yangın renginde
umarsız geçiyor bir sandal
kıyıya vurur hüzünlü ışığı
kuytularda belli belirsiz çiftler
ateş etrafında buluşan dost sohbetleri
neler geçer içlerinden kim bilir
kulağımda eski bir türkü
neyin sızısı bu içime dolan
kimin sözlerinde duruyorum
çınlayan kulak zarımı döven kim?
akıp gider hezeyan yaşam
elleri titreyerek kaleme uzanan şairler,
son cümlede vurulur.
sayfalar dolusu keder...
bazen çok ağırdır bir sayfayı aralamak,
sancısını hissedersin her kelimenin
dar gelir odalar
ne yana dönsem uyku seni sorar
beceremedik kendi halinde yaşamayı
rutin hayat mapusluk
firarımdın
kaçılır yanım kalmadı
yanıyor bu gemi
hadi kurtar kendini