kitap arasında kurumuş güllerin hüznü kaldı senden
fondip yapılmış boş kadehlerin kırılganlığı
kurşunu bitmiş silahların çaresizliği kaldı

sen gölgeni eskitirken gölgemden uzaklarda
milat bildim vedasız gittiğin günü
ayak izlerinden kendime yurt kurdum
mülteciydi sevdam
tapulu mülkü saydım açtığın her yarayı

senin nehirlerin başka denizlere dökülse bile
sana aktı dereler im şırıl şırıl
zemheride bile sana çiçeğe durdum
denize değil sana uçtu martılarım
sabahlarım senin ışığınla aydınlandı
yağmur sonrası
senin rengine boyandı gök kuşağım

seni sevmek
-boşa kürek çekmek dediler
-atları yokuşa sürmek
-durduk yerde belaya davet çıkarmak dediler
seni sevmek
-olmayacak duaya amin demek dediler

dedim ulan
olmayacak duaya amin dedim
burnuma kadar *oka battım
var mı diyeceğiniz
rüzgara karşı işedim

b ı r a k ı n
talan edilen bir ülke gibi yağmalanayım
Gayya kuyularına düşüp
ilk ezanı okuyan Bilal-i Habeşi gibi taşlanayım
sizin olsun uzun çöp
bırakın ben kısa çöpü çekeyim

sevabına da günahına da eyvallah

bu sevgisiz dünyada sevilmeye değer bir kadın var
bırakın da seveyim