12.3.2018 21:20:59
bataklık kuşlarının hüznü gibi hüzünlü bir gece
kimsesiz bir elif gibi yapayalnızım
masamda dünden kalma bir efkar
yüzümde jilet artığı bir keder
bütün şiirler rakı tadında
Müslüm babadan bütün şarkılar
yetim şiirler; göğsümde ki yıllanmış acı ya eşlik ediyor
çaputlara sarılmış; baba yadigarı bir silah gibi
içimde suskun bir acı birikiyor
ey Leyl
gidişin di kıyametim
gidişin di Sadom da Gomorra da, Lut kavmine yağan kızgın kükürt
gidişin sur un nefesi
gidişin cehennem müjdesi
yokluğunda
silahım yastığımın altında uyudum
kimse girmedi sınırlarım dan içeri
çürük dudaklarımdan kimse öpmedi
kimse sarılmadı
senin sarıldığın gibi
dikenli tellere sardım tenimi
kalbimi kırk yeminle mühürledim
günah bile olsan
ben seni günahsız sevdim
Allah u Ekber gibi korkusuz
Fatiha gibi merhametli sevdim
böyle mi olacaktı
sensiz saatlere tahammülsüz ken
araya yıllar mı girecekti
dualarıma bile sığdırdım da seni
sığdıramadım avuç içlerim e
kim bilir kime savruldu saçların
benim omzum yerine kime yaslandı o güzel başın
hangi yatağı ısıttı tenin
benim burada üşürken şiirlerim
artık hangi kavim kabullenir bu mülteci yüreği
hangi orman kuytusu barındırır yalnızlığımı
hangi nehre dökülür
bu dikiş tutmaz yaranın kanı
hangi pusu
hangi tuzak gizler seni
hangi silah
son mermi diye namlusuna sürer beni