salında gel
halhalından gelin püskülleri saçaklanan yarim
bakışlarının ıslak
bana deli bana mavi vuslatından

kirpiklerinin aya dokunuşlarında
karanlığın koynundan yüreğime yıldız koparanım

titresin kemanımın tellerinde
sevdanın yanık güftesi

allansın ucunda
Günbatımının uçuklayan dudağı

düşsün belinden eteği gecenin
sevişmeler şafağın eşiğinde titresin

yanan haresine sarhoş kolların
kuyruğu denizin nazına banmış
cennet kuşları su serpsin

soyunsun siyahi gelinliğinden gece
ayın soluğunu kesen güzelliğine

ah dudağı kirazlım
kozası döşeğime ipek serenim
yanakları elmayı
kabuğundan soyan sevdiğim

salında gel
sinesi uç vermeden denizin
kucağımda sayılayan haylaz nazına

eteklerinde rüzgarın saçları tuşsun
kızılına mavi kaçmış rüyalardan

kınalı ellerinde tanyelinin
dağ kekikleri tütsülensin

bir kiraz çiçeği düşsün
gönlümün alık ırmaklarına
yaban mersini damlasın tadının
tenimde filizlenen aşına

gelincik duruşlum
tadım tuzum karamel şekerim
göğsümün gecesinde
çehresi yanmış hilalim

yakamozların mavi kuşaklı sabahlığına
cilvesi kaçanım

gülücüklerinin saçılan papatyalarından
gönlümün gözlerine kirpik takanım

koynu pembeleşmiş
akşam ağartılarının tırnaklarına
gelin kınası yakanım

uç da gel
kuzey yıldızının duvağına süzülen
güvercinlerin gümüş saçan kanatlarından

mercan tutan mahzenin de mayalanırken
sevdamın kuşluk vaktine gebe düşleri

hadi sevdam
kıyısız yüreğimin yorgun kulaçlarından
kop gel...