9
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1368
Okunma

-Yunus Emre’ye-
be hey asırların kahpesi!
sır değil artık nerede yatıp kalktığın
belli ki ince bellisin
demini almış fahişesin
kaç köprüaltının sürtüğüsün
kaç lağımın faresisinde
kaçsan saklanacağın yer yok nafile çaban
patlatırlar evelallah şark çıbanı olsan
mirastır bana Sultan Selim Han zamanlarından
eee! Ölüm hak miras helal de
az sabret senin canına da gelir halel
öylesine ürk artık Türk’ün gölgesinden zalim düşman!
böyle gelmiş böyle gitmez bu çarh-ı devran
bilesin ki
bir mazlumda var mazlumdan içeri
başkentin göbeğinde
şubatın on yedisinde
akşamın bir vaktinde
başkentin göbeğinde haaa!
kopan bir bora mı, fırtına mı?
kasırga olsan ne
istediğin kadar kas kavur
cürmün kadar yer yakarsın ey kâfir!
bil ki
bir adalet de var ataletten içeri
beri yandan
bu yandan yandan nedir?
bu kızılca kıyamet neyin nesi?
ey yurdum!
gör ki, birlik beraberlik zamanı şimdi
ülke almış başını gider de
insanım gölgesinde mi eyleşir?
bu timsah gözyaşları neyin fesi?
hangi dem kıyam eder gönüller?
o ona çemkirir bu buna
şehitler gaziler deriz de
ne şehittir ne gazi modunda giden bu bozuk düzen peki!
bilmelisin ki
bir zalim de var zalimden içeri
bu deli gönül böyledir
hom hom homurdanır kimi
zalimlere, alçaklara, gafilleredir sözü söyleyişi
yeri gelir ince ince doğrar da
nice insanımı tenzih eder inceden
ne ocaklar çöker, ne badireler atlatılır ülkemde
som altın döksen karşılar mı sanki?
o kadar ocak çöker yine, yürekler üşür
onca yetim, öksüz peyda olur
ben öküz gelmiş öküz gitsem çok mu?
ne ki boynuzlarım alameti farikamdır
ardımda fabrika dolusu ceset bırakırım daa!
sanma ki ne gam ne kederdir bana
gün gelir şafakta atar az bekle
bir şafak da var şafaktan içeri.
L.T.
5.0
100% (18)