1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1507
Okunma

Ne zaman ayrılık saati gelse,
En vazgeçilmez yerinde, yaşamın
Duysak ayak seslerini akşamın,
Ve sokaklardan el ayak çekilse
Bir ürpertiyle duyarım o zaman
Seni çağıran sesi uzaklardan.
Ne zaman ayrılık saati gelse,
Bir gariplik çöker içime birden
Kalan tek anı gibi, bir devirden.
Durmadan çalınır, o gamlı beste
Sanki bilir de hazin öykümüzü
Bulutlar ağlar, kararır gökyüzü.
Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir çaresizliği anlatır gibi
Birden değişir gözlerinin rengi
Mavi solar, koyulaşır yeşilse
Sarınca ruhunu eski bir hüzün
Uçar gider pembeliği yüzünün.
Ne zaman ayrılık saati gelse,
Uzatsan özlemle ellerini,
Tüm ağaçlar döker yapraklarını.
Ne çiçek kalır ortada, ne bahçe
Sadece uğultusu o rüzgârın
Ve bir umut kırıntısı, belki yarın…
Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir fırtına çıkmışçasına, büyük
İçimizdeki güllerin boynu bükük
Bir zaman kalakalırım öylece
Neden sonra gittiğini anlarım
İçimde güller solar, ben ağlarım
Bu Sessizliğin Ürkütüyor Beni,
Belki Sensizliğe Alıştırırsın, Bu Bedeni,
Yüreğim Dayanamaz, Unutamaz Asla Gideni,
Çocuklar Gibi Ağlar Oldum, Sen Gittin Gideli...
5.0
100% (1)