2
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1924
Okunma
Bu lânet gecede neden,
Neden?
Bu yastığın diğer ucu böylesine yalnız geliyor, neden?
Oysa bir kez yüzünün izi kalmamıştı bu yastıkta,
Olmayan anıların yoksunluğunda,
Bu oda neden bir başka sessiz,
Yatak neden daha soğuk,
Daha dün gitmiş gibi,
Zaman yolları çoktan dövdü aslında,
Bir takvimin hatrı sayılır bir parçası koptu gitti.
Kendime bakınca,
Her şey aynı...
Her frekans aynı.
Hapishanemin özgürlüğü kadar uzatmaktayım ellerimi gökyüzüne.
Son perde kapandı,
Acının tiradı yazıldı ve de oynandı,
Şimdi yeni bir oyun, yeni bir sahne ve oyuncuları,
İzleyici bile değilim, içim ağlamaklı.
Neden gölgem her zamankinden farklı?
Karanlıklar artık daha da karardı.
Ruhum neden bu kadar ıssızlaştı?
Neden bu gece yastığın öteki ucunda ellerim birini aradı?
Aslında düşününce,
Tenimin hafızasındaki sahneler dokunaklı,
Senaryoda ararken hataları
Bakınca aslında;
İhanet okunaklı.
Kırmızı güller soldu ruhumda habersiz,
Ne zaman ki seni sevdim,
Günler geçmedi elemsiz.
Hainlik ve yalanların ayağı takılıp düşmedi sevgimizin peşinde koşarken,
Sözde kibir özde mecburiyet,
Parçalanırken aynaların kederi gözlerimde,
Sen bir muhteris,
Yaşattıkların kifâyetsiz.
Ece İslâmoğlu
15/05/2014
İki sene olacak neredeyse bu şiiri yazalı. Eskileri karıştırırken ilişti gözüme. O zaman eklememişim.
"Hey gidi günler ve hey gidi ayrılıklar!
Yaşasın yaralarını kendi pansumanında iyileştirmiş kalplerin hürlüğü."
5.0
100% (6)