çokkk derin yaram dinmeyen sızımsın
âşk denen meselenin boyu-eni
göynüme kazılmış alın yazımsın
seni yazayım sana seni seni

kelkit çayı gibi çağlar misali
kök saldığın hicran dağlar misali
kalemden kâğıda ağlar misali
seni yazayım sana seni seni

haykırıyorum hicranı semaya
gökyüzünde yıldız naz yapar aya
kalem ver kâğıt bana baya baya
seni yazayım sana seni seni

kör olsun gözlerim bakmam mahreme
haramdır senden başkası çehreme
derdin ile kapılmadan vereme
seni yazayım sana seni seni

kelkit’in düz yolunda sektelerim
kördüğümse çözülmez uktelerim
hele bir gör nasılmış nüktelerim
seni yazayım sana seni seni

ver, kalem ver kâğıt bana sultanım
saçlarını dağıt bana sultanım
bir oyana bir bu yana sultanım
seni yazayım sana seni seni

gümüşhanlı’yım duy beni gidenim
sensin beni tamam eden nedenim
kaldıramaz hicranını bedenim
seni yazayım sana seni seni