0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1234
Okunma

NESİN SEN
en kara düşmüsün yoksa
çölde susuz kalana serapmısın
bir görünüp bir kayıp oluyon
yoksa ruha gıda dudaga bal mısın
NESİN SEN
kara geceye ışık gündüze güneşmi
yoksa sır dolu bir küpmüsün
şavkı vuran ay gibisin derin sularda
NESİN SEN
yürege dermanmı
yoksa katle fermanmı
soguk gecelerde aşk ile yakanmı
yoksa dört duvarda kalan mahkümmu
NESİN SEN
kelimelere sıgmayan
dilden düşmeyen şarkımı
narına yanan kereme aslımı
yoksa dag deldiren şirinmisin
NESİN SEN
dalında kokan gülmüsün
yoksa koparılmış bir kenara atılmış karanfilmi
bal veren arının kondugu güzel kokulu bir çiçekmi
NESİN SEN
sormadan bilinmez sır küpüsün
nerede nasıl duracak bilinmez sel gibisin
delifırat azgın nehir
sen onu içine alan kara deniz
gözle görülen ama
elle tutulmayan bir rüya gibisin
hayali bol ama
koklanması zor bir gülsün
dört duvarda mahküm
ama şirin bir çocuk gibisin
ferhat ile şirin kerem ile aslı
sonu olmayan masal gibisin
öptükçe öpülecek bal dudak ama
sonu olmayan yol gibisin
bazen varılan yol ama
aşılmaz dag gibisin
gözün gördügü ova
ekilemeyen tarla gibisin
en kara düş ama
ankara gibi başkentsin
anadolunun bagrı gibi yanık ama
erciyes gibi yükseksin
ulaşılamaz derin deniz gibisin
limanı olmayan
seni çözmek için ne kadarda çalışsam
prof olur yine çözemem
kara bir dünyada güneş gibisin
varlıgıyla mutlu eden