5
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
955
Okunma
Yürürken bir yandan başı sallanır
Dilinden damlarken sözü ballanır
Asayı vurunca yer çalkalanır
Alay edip kimi, gülse de kaçı
Toprak kuru, göl bulanık der; hacı
Bir müddet uzaktan seyrettim durup
Hırpaladı hali yüreğim burup
Sorsam ahvalini yanına varıp
Sorsam da var mıydı bir ihtiyacı
Toprak kuru, göl bulanık der; hacı
Dedi; bir yol otur dinle sözümü
Yaktı bu gidişat yaktı özümü
Yakub gibi kör mü edem gözümü
Yalandı bu dünya yalandı bacı
Toprak kuru, göl bulanık der; hacı
Ne kırbası kırba, ne aşı aştı
Ne cüssesi cüsse ne başı baştı
İçi dışı her bir yanı savaştı
Yemek tuzsuz, ekmek tatsız, su acı,
Toprak kuru, göl bulanık der; hacı
Zannetme anlatır bu adam masal
Tüy bitti dilimde vermekten misal
Anlayabilseydim zerreyi miskal
Yer mi gökten gök mü yerden davacı?
Toprak kuru, göl bulanık der; hacı
Lakabı hacı da ismi ne idi
Sorarsan derler ki o bir deliydi
Haline bakarsan sanki veliydi
Göğsüne vururken çekip de saçı
Toprak kuru, göl bulanık der; hacı
20 Aralık 2015