on sekiz elif miktarı

gecenin istiğfar vaktine dek
dolunayla seviştim
izdüşümün oradaydı
bir kuşburnu çalısı gözetledi bizi
keşke şuracıkta
bir de deniz olaydı...

yalnız olmadığımı bilenler var
bir kuş
burnunu uzattı çalıdan
hışır hışır
ne kuşlara kaldık demeden
uçtu uçtu çalı kuşu
bir mavi koku okşadım
izdüşümün çalıdaydı ...

çırpındıkça bir mavi esinti
gençlik düşlerimin izi düştü
şimdi mavinin sırası mıydı
keşke şuracıkta bir de deniz olaydı
med-cezir yerine sen-ben olaydı
mavi kuşun kanadında
düşlerim uçmağa varaydı
yıldızlar bakakalaydı...

şu kayan yıldız da neyin nesi
"yüreğimin ucundaki şu su
ve ne çok kuş uçardı düşlerimde
sonra ellerim üşüdüğünde
şırıl şırıl akan
ve boşaltan yıldızları
mavi bir zaman mıydı"

menziline ermeden mavileşir dolunay
bilirim toprak olacak dolunay sevişmeleri
bir yanım sürgün edilmişse de senden
bir yanım kopmaz ki
yüreğime sarılmış çığlığı
bir koparabilsem

şuracıkta
bir ağıdın Åh’ı gibi
on sekiz elif miktarı
medd-i muttasıl olaydı...

ne geceydi dolunay gecesi
yordu beni
çalıkuşu, kimseye söyleme e mi

neyseki kuşlar unutkandır
bir başka menzilde dolunayla sevişirim
gecenin istiğfar vaktine dek...

aha

"..." dizeler alıntıdır...(TuranKoç/Kan Gibi Vakte Düşen)