1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1375
Okunma

El bağlayıp huzura melûl mahzun durunca,
"O sana bir mevsimlik nevaleydi kus" dedi.
" Reva mıydı bu zulüm" deyip te kudurunca"
"Bu kadardı o zaten, pilavda kuskus" dedi !
Dedim ki "değmez miydi, sârâlı ağıtlara,
Sarfettiğim inciler,karalı kâğıtlara,
"Taş yapıştır, bez bağla, sadaka dağıt" lara
"Değmezdi elbet" dedi, "o yürek makus" dedi.
"De hadi Rab’bim"dedim,"her sözü yalan mıydı?
Sulu sepken yağanlar mevsimsel talan mıydı?
Ne yani Goca Rab’bım, o bir kalp çalan mıydı?"
"Meşrebi gereğiydi, teli de nakus!" dedi.
Gülsem mi, ağlasam mı, düştüğüm bu ataşa,
Bunca tuttuğum yasa,bağra bastığım taşa
Nicedir lokma yemem, sayıp ağulu aşa
Kükredi Cabbar Sultan," bir okus pokus" dedi
Yastığımın buz kesen, seline uyanınca,
Fırladım kuş tüyünden, şükre durdum anınca
Gözümden akan yaştan yanaklarım yanınca
"Ak bir martı kanadı, " bu yol çok nakıs " dedi.
Ya Rab’bi yüreğimi istilâ ettin, şükür
Sevgilim sensin artık, sen bana yettin şükür.
Anladım masivadan,Yâr beni çettin şükür
Bir bulut sarıp beni " hançereni kıs " dedi.
Nermin Akkan
nakus : Kiliselerde asılı bir vaziyette durup belirli vakitlerde çalınan çan. Kilisenin büyük çanı.
makus:Ters çevrilmiş, baş aşağı getirilmiş.
Uğursuz, kötü
nakıs :Eksik, tam olmayan, bitmemiş, noksan.
Özrü, kusuru olan.
5.0
100% (1)