gök/
yüzünde
bir birinden ayrı
iki bumerang.

dağılmış bir yer/
küre
ve elips.

aramızda
durma çarp.durma...

havaların;rüzgara
ve bulutların
maviden siyaha
dolaştığı zamanlarda
düşlerin siliniyorsa
bağ bozumlarında
bir vurgun/
yemiş say
derinlere dalan gözlerim

toprakların;yağmura
ve bitkilerin
çiğ tanelerini uğurladığı ayazlar
çarparken kırıklarına saçlarının
susup,
kağıttan gemiler yapıyorum
denizlere varan nehirler
koynuna salıp
dalıp rıhtımlarıma
bekliyorum ki


dar geliyor
belki de içime
dünya...

nereden biliyorsun
sığdım yüreğine/sığındım
ve bulaştım
sen dokundukça düşlerine


gel,
bir kelimeyi silelim zamandan
senli cümlelerin
sonuna
bırakıp noktaları
çekelim/ içimize
bebeklerini gözlerinin ki


bir düş bulacağım
köşeyi dönmeden
ve bir uçurum
gel/dim
uçalım maviliğin arkasına
gök/kuşağının içine dalan
çocuk gözleriyle


ya da bırak...
sarmaş dolaş uyuyalım...








(...)