6
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
1338
Okunma

Çocuk mağduriyeti savaşlardan bile ötedir
Ve kiyafetsiz kalır kalem ısıtamadığı yürekleri yazmaya.
Biliyor musun? Çocuk !...
Dün gece hiç uyumadım
Zehir gibi soğuk iliklerime işlerken
Sen geldin birden gözlerimin penceresine.
Görmeseydim, lambaları yanmayan,
Tekinsiz, ıssız sokaklarda...
Ve geçmeseydin önümden
Küçük adımlarla ,küçük gölgenle,
Bu denli ağlamaz, sığ kalmazdı mısralarım.
Devasa bir romanda bir cümleyle anlatılan kelebek gibisin.
Kozandan çıktığın gün, yirmi dört saatlik bir sevincin bile olmamış.
Yoksulluğun düş kırıntılarıyla ,
Ana rahminden sokaklara dökülen,
Kimsenin kimsesi olmadan,
Sorumsuz vicdanların utancıyla büyüyen
Tanrının sahipsiz kanatsız meleğisin.
Güzel çocuk !...
İzbe kuytuların koynunda titreyen,
Kedi kadar savunmasız ve masumsun.
Her ne kadar tırnaklarını geçirsen de ayın yüzüne
İçimi kanatıyor asi ve hırçın tavrın.
Bilirim ki;
Köprü altı leş kuzgunlarına yem olacak kadar küçük,
Nefesini kesen gecenin çığlıklarını duyuramayacak kadar yalnızsın.
İzledim seni...
Zihnini meşgul eden dünlerden sıyrılmak için
Yıldızları sayıyordun.
Dedim ya, sebepsiz değil duvar diplerinde sabahlamanız.
Suçsuzluğun suç sayılsa da sokak başlarında,
Korkuyla savaşmayı öğrettiğinden beri hayat,
Sessiz umutların intiharına tanıklık etti gözlerin.
Kimsenin umru olmadı gece çocukları olmanız.
Hep bir mukavva, bir köpek oldu yastığınız.
Çok geçmeden bu kente kar yağacak...
Dağın, taşın,
Kurdun ,kuşun üstüne.
En çok çocuklar üşüyecek
En çok onların elleri moraracak
Belki de ölecekler sessizce rüyalarında
Ve... Benimde gözlerimden,
Lapa lapa kefen düşecek yüreğime.
Dilek USTA