2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1264
Okunma

selam dostlarıma karaörenden
bağında laleler güller açıyor
farksızım şu anda rüya görenden
önümden bozulmuş düşman kaçıyor
kırk köyün içinde tektir köyümüz
ün salmış dört yana türkmen beyimiz
yunus dedemizden gelir suyumuz
yüreği tananlar tas tas içiyor
eğilmez namerde başlar burada
başkadır baharlar kışlar burada
yaz sonu düğünler başlar burada
sözlüler şimdiden çeyiz biçiyor
gümüş deresine yıldızlar inmiş
yiğitler tığ gibi atlara binmiş
ayrılık acısı içime sinmiş
gözlerim uzaktan yâri seçiyor
kapılmaz bizim köy süse modaya
hasrettir kulaklar sese sedaya
konuk var dediler koştum odaya
günlerim böylece gelip geçiyor
yenirken mis gibi taze keteler
doldurur meydanı yavuz çeteler
ruhumda uyanan kutluk meteler
dağları taşları delip geçiyor
can dayanmaz mayısına martına
eksik olmaz başımızdan fırtına
çifte çifte testi vurup sırtına
kızlar sevdiğine gülüp geçiyor
bağlıyım şerefli şanlı maziye
yiğitler serdarı battal gaziye
tunç yüzlü mehmetle güzel raziye
yayladan yaylaya konup göçüyor
vatan için ağlayan gülen oğlunu
aşk ile dağları delen oğlunu
teskeresin alıp gelen oğlunu
analar bağrına basıp koçuyor
mutluyum köyüme girdim gireli
taşına toprağına yüzüm süreli
bir ceylan gözlüye gönül vereli
kanatlanmış öcal sanki uçuyor
1953 karaören/SEYİTGAZİ
fazıl oğuz ÖCAL
5.0
100% (2)