0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1264
Okunma
Günün birinde gelirsen aklıma.
Ve aklıma geldiğin vakit
Gecenin şehveti tutuşturmuşsa elime kalemi.
Hele ki bembeyaz bir güvercin gibi
Kanat çırpıyorsan gözbebeklerimde.
Bir hikaye bulmalıyım sana dair o gece.
O gece
Karanlık kış günlerinde
Bulutların arasından gülümseyen güneş gibi olmalıyım
Ve senin en acımasız hallerini, en güzel mısralarla anlatmalıyım.
Sen ise yüreğimin en vakarlı sularına indirmelisin
Göğsündeki istikbali.
Yahut incinir diye toprağına basmaya çekindiğim memleketim gibi
Huzur saçmalısın nergis kokan kirpiklerime.
Sevgili şiir gelini…
Bir yılda on iki ay var.
On iki ayda üç yüz atmış beş gün.
Bırakta unutsun o gece şehrimizin muhtelif beldeleri
İki seneyi aşmış bahsimizi.
Ay tutulması bile önceden biliniyor artık çağımızda.
Kim bilir şimdi hangi güvertede?
Hangi cılız martıyı besliyorsundur?
Katıksız bakışların, kesiksiz parmakların, birde miğfersiz canın ile.
Bilmiyorum.
Sevgili şiir gelini
Nedense kapalı sözlerle konuşamayacağım o gece.
İzmir’de saat kulesi, İstanbul’da Sultanahmet kadar
Gerçek olacağım.
Evet, anlamaları zor olmayacak bizi.
Onların gözünde biz, mavi göğü zapteden
Kara bulutlardan farksız olmayacağız o gece.
Onları gözünde biz
Dikenli siper barikatlarından farksız
Olmayacağız o gece.
Oysaki sen bilirsin bizi.
Bir otobüs dolusu insanız halbuki biz.
Uykulu gözlerle, cehennemimize ilerleyeceğiz.
Ve biz sözde yaşabilmek için
Cehenneme atacağız kendimizi.
Sevgili şiir gelini…
Evimiz ise her zamanki bahar rüzgarlarıyla şenlenecek
O gece.
Ben ise bir hikaye bulmaya çalışacağım sana dair.
Bir mısra bile yaşamadan ölüp giden kelebekler
Sadece onlar yazmayacak bana aklından geçenleri.
Yoksa koskoca bir bahar tükendi mi?
5.0
100% (1)