0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1061
Okunma

O kızıl gri bulut gelir oturur gökyüzüne
İnsanı yürekten yakan o sarılışın adı bile kalmaz
Buz gibi bir zincirle bağlanır ayaklarımız
Oysa birlikte yürümek isterdim seninle
Oraların bu zamansız yağmurlarında..
Ne de güzel kokardı ıslanmış lavanta tarlaları
Ne güzel kokardın şimdi sen
Saat sabahın yedisi falan olmalıydı
Ellerim sıcacıklaşırdı birden ellerinde
Aşkın şu dertli başımın ta üzerinde...
Anlayamayacak ne var
Kutsanmış bir umarsızlık içinde
Bir atardamar patlaması öyle bir kan kaybediş işte…
Yaralıyız sen ne değin örtüp gizlemek istesen de
Biliyorum bütün karanfillerin ellerinde çürüdüğünü
Umudun serin sularında kaç kez boğulduğunu masumiyetin
Kocaman bir haritada
İki ırak coğrafyada
Kuruyan iki iç deniz
Belki de aynı şeyleri yıllar yılı
Söylemekten çekiniyoruz ikimiz de
İzlerimizin derin aynalarda kaybolduğunu
Sen şimdi bir nefeslik daha uzat ellerini ötelerden
Arala ki narin perdeyi gamzelerine dolayım
Getir geçmişin aylasındaki harabeleri boşalt şiirlere
Ansızın ayaklarına dolanayım başına bela olayım
Dercesine…
Ne ki
Bir daha bir daha okundukça
Öldürür o lirikler
Benden önce seni
Ne güzeldir seninle şafaklamak
Soyunup girdiğimiz kendi göllerimizde
Bir kır kahvesinde ay ışığının suyla oynaşmasını
Seyre dalmak
Gürül gürül akan iki ırmak gibi denize karışmadan az önce
Yollarını şaşırarak sarmaş dolaş olmak
Ne güzeldir…
Dayanır mıyız böyle bir kasırganın ateşine
Dayanır mıyız
NECDET ARSLAN
yirmidörtekimikibinonbeş
5.0
100% (1)