Her yöne bakarak yere damlardı,
Hani gözyaşların nerede beyim.
Kıvam bulmadı mı dem mi tutmadı,
Hani gözyaşların nerede beyim.

Burnunu çekerdin, hıçkırık ile,
Gökyüzü anlatsa gelse de dile,
O yaşlar durmazdı değilse hile,
Hani gözyaşların nerede beyim.

Efendin kubarır, birden kükrerdi,
Hışmına uğrayan, köşe beklerdi,
Yanağın kızarır sesin titrerdi,
Hani gözyaşların nerede beyim.

Buldun masumları, sırtına bastın,
Bağırdın çağırdın, yalandan küstün,
Hesap soracaktın, kestin ve astın,
Hani gözyaşların nerede beyim.

Seni hiç üzmedi, Çin’deki zulüm,
Her adım başında kol gezer ölüm,
Yine çıkmazlara düşüyor yolum,
Hani gözyaşların nerede beyim.

Tuzhurmat’ı yandı, Kerkük sırada,
Vahşet yaşanıyor, koca karada,
Neresi var şimdi söyle sırada,
Hani gözyaşların nerede beyim.

Pınar mı kurudu, kör müydü gözün?
Nerede meydanda verdiğin sözün,
Manda derisi mi suratın, yüzün,
Hani gözyaşların nerede beyim.

Burnunun dibinde patlıyor bomba,
Senin derdin ise mideyle urba,
Kanlara bulanır önünde çorba,
Hani gözyaşların nerede beyim.