0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1205
Okunma

Nice hazanlardan ilkbaharlar çıkartmışım ben,
Nice çiçekler derlemişim hazan viranelerinden
Ve nice güz gülleri koklamışım o vurgun yemiş bahçelerden...
Tiryakisi olduğum gökkuşaklarında sevişmelere kavuşmak için
İliklerime kadar ıslanarak beklemişim nice sağnaklarda
Ve göğsümü bağrımı açmışım nice fırtınalara
Deli rüzgârlara yüklenmiş sevdâ kokularını soluyabilmek için.
Nice gidişler seyretmişim, her biri akşam güneşinin batışı gibi,
O gidişlerde, hep yüreğime batmış akşam güneşleri
Ve sonra, gözlerimde hasis bulutlarla sessiz beklemişim sabahları,
Sabah ezanlarında, en içten dualarımla
Masum yüreğimle ve günahkâr ellerimle beraber titremişim
Hepsi de olmuş nasılsa, oysa ne olmayacak şeyler istemişim
Bazen üzülmüşüm yanlışlarıma, Tanrımdan af dilemişim.
Fakat kalmamış şimdi ne o masum yürek, ne dileklerim,
Tükenmişim, bitmişim...
Şimdi gönlüm, dalgasız, fırtınasız âsude bir deniz kıyısı gibi;
Geceleri sakin denizde, mehtaba dalıp maziye gidiyorum
Ve tek derdim var; denizin getirdiği
Ölü balıkların ve çürümüş yosunların kokusundan nefret ediyorum...
Özleyip ilk sevgiliyle geçen günleri, ümitle seslensem dağa, taşa
.........Abbas da, benim için gitmez ki bu saatte, taa Beşiktaş’a....
Ünal Beşkese
5.0
100% (2)