9
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
1880
Okunma

Benim de hayallerim vardı...
on parmağını marifetle koşturacak
yamadıkça bohçasını kehkeşan
kekremsi esmer şiirler dolduracak
eski libas sahibini yadırgayacak
kasabanın tepesinde kulübe
kıpkızıl gün batımı ve şarap
sonra ver elini izmir alsancak
"ağlama bebek" asker kıbrısa çıkacak
arapça yazılı üç şiir
masada gösterilen bir resim
ve parmağına doladığı gümüş zincir değildi elbet
söylemek istediği her şey
yarı kırmızı okul duvarına çarpan yürek
irin dolmuş yarana merhem mi sürek
şiir şiir dövüşerek en direk
sözü yokuşa sürek
yırmi nisana parfüm şişesi altı gün sonra
leş gibi anason kokacak
ve yırmi ekimde
duvaksız
iğreti
gelin
yarım asır kan kusturacak...
kozlar senin elinde
papaz keyfinde
çan sesleri beynimde
yüreğim quasimodo’nun yüzüne yansıyacak
siyah bir kısrağın üstündeydi azrail
terkisi ölü aşklarla dolu
hasat mevsimindeydi
ve tırpanlandı umudun yolu
hayatı anımsaması
korkuyu kanıksaması
safkan bir deli tayın koşması gibi
zamanın dolu dizgin sürüden hızlı akması
safları sıklaştırmanın vakti yoktu
bu ekim çayırında
tek başına saf durmuştu
koca bebek aşk’a susmuştu
inandı hem çok
ağacı ve toprağı seven çocuk
bakakaldı mavi yeşil sarı yıldıza
taşralı yüreği ile şehirden gelen kıza
kimin gözleri düşmez ki çocukluğuna...
hem saklambaç değil ki olsun sobe
oynadığın körebe
bağladım gözlerimi gönlüne ebe
çürüdü gönül çerağım şimdi bana elma deme...
5.0
100% (20)