0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
712
Okunma
Kim demiş, fena parçalanır yüksekten düşen ?...
Kafdağından yuvarlandım, birşey olmadı...
Geçermiş, kimdemiş, sadaka yerine,
Kendini beğenmiş ’hürra’ ya kibir.....
Sadaka, rızkını çoğaltır derler;
Bir metre burunla gezdim pazarda....
Yıllarca dolaştım, yine birşey olmadı.
Delik deşik ceplerim .kuruş mangır dolmadı...
Sönermiş,kimdemiş, yatsı olmadan,
Yalancı biçarenin aydınlık mumu...
Babam,odama girdi, kaşları çatık;
’Hasan Beyin Mehmet’i, senmi dövdün, lan’ !...
Hayır dedim, yok dedim, bağırdım vırak - vırak....
İki tokat şakladı yüzümde şırak - şırak !...
Adam yutarmı ’lo lo’ , gün görmüş,Güneş görmüş...
Başımda ışıltılı,türlü türlü yıldızlar ....
Koptu kızıl kıyamet, masamdaki kızıl mum,
Salındı ve titredi, bir-iki de raksetti...
Hala dimdik ayakta, yine birşey olmadı...
Kim demiş , alırsan , bak aheste aheste,
Çıkar senden besbeter, minik mazlüm ahını...
Arar bulur kim demiş, bela ile Mevla yı...
Bebekler hasret oldu, oyuncaklar başında...
Mazlum bakan gözleri, o minicik elleri...
Kara toprakla doldu, yine birşey olmadı...
Mustafa Akın.