Vatanı kutsal bilmiş beşik sallayan eller
Kutsallığın kızıllığında büyümüş evlatlar
Un gibi dağılmaz Allahlıma emanet kalpler
Zülüflerinin kıvrımları yol uzunluğunda yurdum


Kopmaz kabzasından kınlısı kılıcında kınası
Kanmaz toprağına düşmüş kaç kere şehitler
Ömürlere bölünür şahit pervane yürekler
Destansı kağnı gıcırtısı ay zıtlığında yurdum




Ey kamburlaştırılmış ağlama yüklü hayat
Ey tepetaklak büst üstünde püst ve pustu
Ey soyundan gelme kanla beslenen kozmik
Ey başı üstünde çift kollu makas kıpa ve tallit
Gelme gülen yüz oyunlarıyla uğraşma yurdum




Ey barışı bölmeye çalışan pelerini zift kokan düzenbaz
Dürüm yapmışsın dünyayı eziyor biçiyorsun uğraşma
Azıt kılıcımın kını şifresi yap boz oyunlarına yurdum
Gelme gelme hokkabazların oyunlarına yurdum




Sahipsiz topraksız değil bu vatan
Silinmez tarihi var, atisinden miras
Korkmaz kutsallı dır ana oğul evlat feda dır canlar
Ne zaferler astık toprak evlerimizin en baş köşesine
Son ocaklar ki millet kanıyla yazdı istikbal uğruna yurdum



Bil bahçesindeki gül güzelliği gülün kanından
Bil kılıcının kızıllığı kınımsı asil assolistliğinden
Bil yeşil toprağının genişliği gizemli çeşnisinden
Sen dalgalan al kırmızı bayrağım hilalinle hep göklerde
Bu vatan bu toprak sana yakışır helalinle hep köklerde
Gayrı doğru gülmeyi doğru ağlamayı bilmeli yurdum


Gülay GÖKTÜRK