Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Filiz Çolak
Filiz Çolak

Ahretliğine Işısın Beni Sessizce Yakamoz

Yorum

Ahretliğine Işısın Beni Sessizce Yakamoz

( 9 kişi )

6

Yorum

12

Beğeni

5,0

Puan

1091

Okunma

Ahretliğine Işısın Beni Sessizce Yakamoz

kına yakıyor semalarına Akçakale’nin gün nazı
kızıl yemişlerinden fışkırıyor koyun eteklerine
tan alımın pembe dudakları

çamlık yamaçlarının düzlerinde soluklanıyor
kırlangıç ötüşleri
yüreğimin tekleyen sesinde
mızıkasını üflüyor denizin
aylak kızı
iklim tutulmalarının aykırı solfejine

taşlıkta bir sabah çay molasında
tüterken efkara ufkumun bacası

taş sektirmece oynadığımız haylazlıklarımızdan geçiyor
çocukluğumun ladin kokulu yalı sokağı
ah! Benim kara amber gençliğimin
tutuklu ayaz sırtları
hırçın sabahların
kıyılara sığmayan öfkesinde

Salacık’a kafa tutan küstahlığımız
tırnakları kızarırdı güvercinlerin
tırmıkları batardı gurubun lerzan utancına
biz seninle ayrı koylarda…

hatırlar mısın
baraka da Temel Reisin Asiye’yi mırıldanışını
ağ onarırken
‘’oy Asiye Asiye tütün koydum kesiye,
anan seni veriyi da bir demet pırasiye’’
arka tarafta
kahkahalarımıza kulağından yakalanmışlığımızı
sıtma ağacına tırmanan korkumuzu
yosun kokusuna karışan
çekme tütün ağırlığının
isli gürgen duvarlarının
üzerimizde gezinirken ihtiyar gözleri
ağların altındaki kanaviçe örtülü sandığı aralayışımızı
sızısı halâ şuramda köz köz
Muallâ’dan gelen ucu tutuşturulmuş son mektuptu Temel Reise
‘’ben evleniyorum beni unut!’’ diyordu
gözyaşından salgılanmış o silik satırda

nasıl üzülmüştük düşününce Reisin o halini
kim bilir nasıl ağlamıştı
mahpus damında
on yedi yıl yemişti
babasının kanını yerde koymayınca
sonra Karaoğlan af çıkarmıştı da
serbest kalmıştı hepten yalnızlığına

neleri sığdırmışız meğer
o masum yıllarımıza
Süleyman’a tutkun benim Fatih’e
her akşam Zeytinlik’ti mekanımız
sahil kavrulurdu ağustos sıcağında
biz üşür müydük ne
sahi niçin sokulurduk ki birbirimize
sevdanın çiyi düşmüştü ki
körpe yüreklerimize …

gemide evlenecektik
çifte düğün yapacaktık
benim uçuş uçuş gelinliğim
senin kırmızı ayakkabıların
nikahımızı reis kıyacaktı
yeşil tepelerin sinesinden emerdi yıldızlar
tutuş tutuş zakkumların fuşyalı haylazlığı
yanardı koynunda körfezin
Haldandoz’da çatlak kös bir ayna
plakta mırıldanan ayyaş bir melodi

Süleyman kız kardeşin Gülbin’le kaçınca
nasıl kıymıştın kendine karanlığın
hıçkırık tutan nefesinde
ah !Benim ikindi sonrasına kalan yarım
Şevval ‘im orta boylum
keten gülüşlüm
ne yakışırdı gül endamın
a çiçekli fistan
bileklerine turkuaz taşı

hani! Kurt Düzün’de yüzümüzü morayla boyayışımız
ninemin korkusu fındıklıkta bizi görünce
‘’uşağum siz deli misunuz‘’diye gülüşü sonra
sahi!Nerede şimdi o günler o hayaller

o gece moraların mürdümünden pıhtı zınaklanıyormuş
meğer denizin suskunluğuna
dağların dumanlanan kirpiklerinden
şafağın ölüm doğuran sancısı damlıyormuş
karanfil tütsüsü dalgaların donukluğu ...

yeşil örtü seriyordu gençliğimize tanyeli
yırtılan göğsünün çığlıklarından
gökte hilâlin figanı inliyordu
sarı saçlarından kurşun acısı sızıyordu
serçe yavrularının gırtlağına

delindi denizin çanağı çekildi sular
gök kubbenin zümrüt süren infazına
o gece karanlık bir eldi boğazımı sıkan
soluğuma hırıltı doğrayan jilet kalleşliğinden
düşlerime sıçrayan
dokularımın can çekişen çırpınışına toprak küreyen

yetişememiş o da son seferindeymiş
okunurken adına salâlar Reis

Süleyman’la Gülbin ayrılmış Şevvali’m
sonrasında Fatih’le de yollarımız
Karacaların Zeliha yok mu?
Fatih onunla evlendi
geçen haber yolluyor bana utanmadan
halâ unutamamış güldüm geçtim
ben yıllarca darağacında sallanmış gelincik
boğazında ip yerlerde sürüklenmiş körpe
onun peş paralık sevdasına boyun mu eğerim
sevda benim ,ben sevdayım
boynu bükük böğürtlenim
ham çileğim sarı kantaronum
en çokta Fatmam erkek Fatmam
senden sonra buralara gelmek de varmış

bir şey söyleyeyim mi sana
alçaklık yaptın ha bize
böyle bir başına koymak var mıydı buralarda

Temel Amca da yok ki
elinde kızılcık değneği
kovalasın beni bayırlardan yukarı
bak ne diyeceğim
bu gece ay sökerken limanın sonsuzluğa açılan
dağ mersini ısırıklı mayhoşluğundan

yeşil ahretliğinin ucunu çöz
sende tutulan parçalanma acılarıma usulca
ışısın kucağına sessizce beni yakamoz !

’’Yarpuz edeb. sayı 23’’

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (9)

5.0

100% (9)

Ahretliğine ışısın beni sessizce yakamoz Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Ahretliğine ışısın beni sessizce yakamoz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ahretliğine Işısın Beni Sessizce Yakamoz şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İBRAHİM YILMAZ
İBRAHİM YILMAZ, @ibrahimyilmaz1
3.4.2016 07:32:28
5 puan verdi

Kutluyorum güzel memleketimin,yani ülkemin bu güzel, bu duru sesini. tertemiz bir kalpten coşkuyla çağlayan ak köpüklü bir duru su güzelliğinde deyişler.
saygıyla...başarılarınız hep sürsün...
vahap  ünsal
vahap ünsal, @vahapunsal
2.4.2016 02:00:58
5 puan verdi
öncelikle tebrik ediyorum filiz hanımefendi, mükemmel bir yürek sesiydi okuduğum eseriniz yürek sesiniz var olsun efendim.selam ve sevgilerle kalın hoşçakalın. sonsuz saygılarımla .
AZAP
AZAP, @azap
18.10.2015 14:39:57
5 puan verdi
gönül muhteşem bir duygu seliyle çağlamış ruha gözlere hitap etmekte mümkün mü etkilenmemek dost büyülendik adeta bravo kutlar sevgiler sunarım...kal esenlik içinde...
bekir odaci
bekir odaci, @bekirodaci
18.10.2015 01:01:48
5 puan verdi
Filiz hanım şiirin derinliğinde boğuldum kalem usta olunca böylesi şiir çıkıveriyor ortaya ve okuyana dolu dolu şiir okutan Kutlarım sizi ve değerli kaleminizi Saygılarımla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL