HİRA DAĞI
23.08.2010
Sabah olmamıştı daha
Gecenin saat üçü
Sahurdan sonra
Hira dağına çıkarken
Yokuşu yarıladığımda
Ömrümün en güzel nefesini aldığımı
Yine ömrümün
En güzel nefesini verdiğimi hissettim
Kararlılığın içinde
Sevgi giysililerleyim
Kesseler ayrılmam.

Vardım Cebel-i Rahme
Vahyin geldiği yere
Lailaheillallah Muhammed Ya Resülullah
Cebel-i Nur gözleri Kâbe’ye bakıyor
İkra (oku) emrinin geldiği yerde
Yazıyorum
Yazdığım için bahtiyarım
Ey Ulular Ulusu Yüce Allah’ım
Oku emrinin hatırına
Habibin, Sevgilin, Peygamberin, Elçin
Muhammed Mustafa’nın hatırına
Yapmış olduğum ve yapacağım dualarımı kabul et
Günahlarımı bağışla affet
Bu duygularla yolundayım
Hira dağındayım
Kırsalar kopmam.

Ve bir esinti
Terimle beraber, tenimle üşüdüğüm
Kâbe’ye bakarak günahlarımı düşündüğüm
Sevaplara gömüldüğüm andı
Çekseler çıkmam.

Temsilde hatam olmasın
Okuyanlar mutlak anlasın
Mekke aynen yolun üstü olsa
Ya da burada doğup büyüseydim
Burada yaşasaydım
Peygamber Adı görklü Muhammed (S.A.V)
Bu dağa çıkmamış olsaydı
Sanırım çıkmayı göze almazdım
Bende çıkmazdım
Gözümün gördüğü bir sürü dağ var
Mekke dağdan ibaret
Bu dağa çıkışımızın sebebi
Peygamber Adı görklü Muhammed (S.A.V) çıktı diye
Kutsallığı buysa
Neden Araplar Araplığını
Diğerleri ayıplığını sergilemiş
Her taraf çöp içinde
Bu hal vaziyet Ümmete ve Millete yakışık almaz
Bu duygularımı o dağda gördüğüm maymunlar anlarda
Birileri anlamaz
Yazmışlar dağın taşına isimlerini
Memleketlerini
Edep Yahu
Ayıp Yahu
Arafat’ta ki manzaranın aynısı
İçler acısı
İstemiyorum
İstemiyorum Arap saçına dönmüş çöp atıklarını
Ve atanları
Ve de kendilerini, ne de gölgelerini
İstemiyorum
Arif olan anlasın
Arka arkaya vererek
Arka çevirmeden
Arkadan çekişmeden
Böyle halin sağanağında duygularım
Düşüncem İnanç-İman
Temizlik İmandan
İnanç-İman var Nur Dağının otağında
Gümüşhanlıyım gördüğümü, bildiğimi yazarım
Gayrisini bilmem Allah bilir
Bildirdikleri bilir
Bilmediğimi yaz deseler yazmam.



































CEBEL-İ NUR
Peygamberle ihtişamı onurlu
Sayifa dolu Cebel-i Nur Hira
Efil efil esen rüzgârı nurlu
Râyiha dolu Cebel-i Nur Hira

Gözlerinin önünde Mekke şehir
Olmasaydım buralarda misafir
Nur dağına gelirdim ikide bir
Râyiha dolu Cebel-i Nur Hira

Bu dağın temizlikçisi olayım
İçimin acısı ve sırrımlayım
Bakışlar düğümlenir acımlayım
Râyiha dolu Cebel-i Nur Hira

Gümüşhanlıyım mucize haberi
Bu dağdaydı İnancın en değeri
Alır düşleri uçurur hederi
Râyiha dolu Cebel-i Nur Hira