3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1008
Okunma

Yanaktaki gamzene dünyaları döndürdüm;
Bir gülüşün uğruna nice güneş söndürdüm;
Hayalinle dik başlı cinnetimi kandırdım;
Ya temelli git yârim ya temelli gel bana;
Başa bela yokluğun kurşun sıkan el bana…
Yazdığım sayfalardan kalemlerim usandı;
Küle dönmüş yüreğim yine seninle yandı;
Gözlerim ah gözlerim beni senden kıskandı;
Sende damla saklanır yine düşen sel bana;
Başa bela yokluğun kurşun sıkan el bana…
İmkânsızın sızısı yüreğimi dağlarken;
Volkanlar yüreğimde gizli gizli çağlarken;
İçimdeki o çocuk sen gel diye ağlarken;
Kırk yıl olsa razıyım uzaklardan gül bana;
Başa bela yokluğun kurşun sıkan el bana…
Günden güne artarken özlemin eziyeti;
Masamdaki bir büyük son busenin diyeti;
Sensiz kime bıraksam, saklanan emaneti;
Al eline neşteri sensizliği böl bana;
Başa bela yokluğun kurşun sıkan el bana…
Şu uzayan yollara beyhude bakıyorsam;
Her dakika, her saat bu şehri yakıyorsam;
Gel artık gel diyerek dişimi sıkıyorsam;
Bahar sanma gönlümü sensizliğin çöl bana;
Başa bela yokluğun kurşun sıkan el bana…
Ali ALTINLI – 16/09/2015
Saat: 18:34
5.0
100% (6)