10
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
1188
Okunma

Fırtınanın koparıp hoyratça savurduğu
Her körpe fidan gibi sararıp solacağım
Merhametsiz hayatın kıyısına vurduğu
Ne ben o ilk çocuğum ne de son olacağım!
Dünyaları fetheden uygar beyaz adamın
Yüreğinden silinmiş bütün insani hisler
İşte o gün bugündür matmazelin, madamın
Zarif el ve boynunu kanlı elmaslar süsler!
Fabrika bacaları, yeraltı madenleri…
Daha büyüyemeden ölenler hatırımda!
Sömürünün ocağı minicik bedenleri
Sermayeye sermaye bilenler hatırımda!
Napolyon’u, Marcos’u, Kaddafi’si, Saddam’ı
Salazar, Mussolini, Stalin ve Hitler’i
Çavuşesku, Milosesiç, Mengistu Mariam’ı…
Ben hiç unutmadım ki o diktatör itleri!
Nasıl ki Nagazaki, Hiroşima insanın
Kaç milyon yıl geçse de silinmez yüz karası
Sordun mu hesabını yiten milyonla canın?
Çin’de “Kültür Devrimi” hangimizin yarası!
Tunus’tan Myanmar’a Doğu Türkistan’a var
Neden zulüm altında? Acılar hiç dinmiyor!
Çökmüş dünya üstüne medeni bir canavar
Silah satandan başka kimseler sevinmiyor
Unutmam unutamam Ortabağ ve Pınarcık
Peçenek, Bahçe, kırım; Eruh’taki bebeyi
İkiyaka, Çevrimli, Behmenin ve Pazarcık
Nusaybin, Cevizdalı, Başbağlar ve Lice’yi
Lanet var ki ezelden insanın kumaşında
Kendisini öğüten türlü türlü çarkı var
Adına ne dersen de, sekiz dokuz yaşında
Pazarda satılanın ölüden ne farkı var?
Milyon yıldır rüzgârlar aynı yönde esiyor
“İnsan insanın kurdu!” Kim koymuşsa yasayı?
Beni zorla sürenler şimdi ahkâm kesiyor
Cesedimin üstünden toparlayıp parsayı!
Cehenneme çevirip yeryüzünde hayatı
Cennet vaadinize aman ne çok inandım!
İnsana hayvan kadar değer vermeyen batı
Üzülmüş, ağlamışsın! İnan çok duygulandım!
03 09 2015
Salih ERDEM