5
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1569
Okunma

Gökkuşağı’nın gülümseyen yüzüne asık suratlar asıldı
bir bir ölü çocuklar döküldü zamanın avuçlarına
bir kız bir kız çocuğu devrildi ayak ucuma kanadı umutları
zamanın kundağına üşüyen düşlerini sardılar
annemin kucağında uykuya daldı rüyalarım
sonsuzluğun bahçesinden döküldü sümbüller
bahçemizde her zaman bir oyun bozan olurdu
patlak bir top ve çemberi kırık feleğin işgüzarlığı
çamurdan arabalar geçerdi heykeltıraş düşlerimden
kimliksiz çocuklar doğurdu anneliği çalınan kadınlar
ölü çocuklar üşüdü annesizliğin kundağında
bir kız bir kız çocuğu ağladı tüm olanlara
en çokta ona yakışırdı annelik
çalınan düşlerin kundağında emanet edildi kimliği
sonsuzluğun bahçesinden döküldü sümbüller ölüme
sana uğradım iyiki de uğramışım
yüreğinin aynasında sümbülün kırgınlıklarını gördüm
çatlayan sabır taşının dağılan tanelerini saydım kırk bir
dökülen hayat yaprağıma denk gelen ömrüm
avuçlarımda yanan kelebek külleri kaldı birde sen
mesela babamı düşündüm çalınan umutlarıma denk gelen
5.0
100% (8)