3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
743
Okunma
Artık kuşlar ötmüyor gönlümün otağında
Susamadım haftalar oldu içimde bora fırtına
Takvim yaprakları sararmış koparmayalı hayli olmuş
Suyunu akıtan musluğun şıplayan sesi tuhalaşmış
Biri sanki kapatmış pilimi sıfırlamış zihnimi
Sen dokununca canlanır belki dedim sende gelmedin
Gönlümün mahzenine o hoş sedanla bir seslenmedin
Sızılarıyla baş başa kalmış ne okşadın ne de sevdin
Tufanın yıktığı harabatı görmek acıtacaktı kalbini
Umarsızca geçtin önümden yabancı gibi bakmadan
Bir tatlı söz ya da bir selam etmeden eğdin önüne başını
Suçlular gibi sıvıştın adeta uçtun günahını saklayarak
Geri ye bakmadan kayboldun dar sokağımızın sonunda
Pencereden sarkan sarmaşıklara dolandı saçlarım
Rüyasız gecelerin rahavetleri saçıldı üstüme irkildim
Ağlayarak tekrarladım sessizce söyledim şarkımızı ardından
Seni dürdüğüm levhanın karşısında bir daha söyledim usanmadan
Kırdığın kanadımı bir daha onardım bak sevecek yine seni inan
Üzülmemen için seni ciltledim yeni kitaplarım gibi onararak
Hayat borcçlu kaldı bana alacaklı benim çekip gidene ne yapsak
Bir tatlı nida getirecek belki rıhtımına gülücük çiçeklerini uzatarak
Sen ve ben el ele tutmak için bekleyen çocuklar gibi utanarak
Hasret treninden vuslat trenine aktararak sevdamızı yaşatsak…
Ayşe Ciplioğlu Kaş
5.0
100% (5)