0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1091
Okunma
Bir hatun var.Benim çalıştığım yerde güvenlik olarak çalışmaya başladı.Çok hoşlandım ondan.Tahmin ediyorum o da benden hoşlanıyordu.Fakat bu hatunla aramda iki engel gördüğüm için canım çok yansa da yeterince üstüne düşmedim.Gönül bir iki kere baş kaldırdı fakat bastırdım.Birincisi;çalışıyor olsam da işimi biriyle beraber olmak ve ilerde bir aile kurmak için yeterli görmemem.İkincisi de;hatunun benden çok küçük olması ki ramızda on dört yaş var.Bazı zaman kendimi sübyancı gibi bile hissettiğim oldu.Bunu kime sorsam yanlış düşündüğümü söyledi fakat ben kendimi bu düşüncelerden bir türlü kurtaramadım.Hala aynı yerde çalışıyoruz ve ben sudan çıkmış balık gibiyim.Biliyorum beni istiyor,bir açıklama bekliyor bunu net olarak görüyorum ama ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.Arkadaşlık ortamım olmadığı için konuşamıyorum,bir merhaba bile diyemiyorum.Böyle ucu açık kaldı ki bu daha can yakıcı.Ölmeden önce ölmüş gibiyim.
Bu destanı yazmam da şöyle oldu:Küçüğümle facede iletişime geçmeye çalıştım.Tam ayrıntıya giremiyorum fakat aralıklarla yazılmış bir iki mesajlaşmadan sonra beni engelledi.Fakat engelleme olayı yazışmalardan hemen sonra değil;en son yazışmamızdan yaklaşık bir ay kadar sonra oldu.Kızla mesaj olayına girmiştim fakat yanına gidip konuşma olayına girmedim yukardaki sebeplerden dolayı.Fakat bu sebepleri kendisi bilmediği için olacak ki kendisiyle dalga geçtiğimi sandı doğal olarak ve beni bir süre sonra engelledi.Ama kendini benden hiç almadı.Bunu rahatlıkla ifade edebilirim.Yani kısacası bana sitem etti küfürle karışık!İşte bu destan da küçüğüme hitabımdır naçizane.Büyük ihtimalle kendisine yazdığım yirminin üzerinde destanı görmedi ve asla da görmeyecek.Kendisine yaktığım türküyü de duymayacak.Bu aşk da suyun üstüne yazılmış bir yazı gibi yitip gidecek.İnsanoğlu ne tuhaf!
Sitem etme bana ey nazlı güzel
Benim sana varmaz yollarım vardır
Bilirsin ki benim gönlüm sendedir
Ama beter olmuş hallerim vardır
Varamam yanına dardadır başım
Dökmüşüm yüzümü çatıktır kaşım
Kayıptır gençliğim geçkindir yaşım
Boşa geçirdiğim yıllarım vardır
Bulamam cihanda sen gibi güzel
Ta Kal-u Bela’dan ervahtan ezel
Ama benim bağım çoktandır gazel
Kırılıp dökülmüş dallarım vardır
Vurulmuş olsa da bu gönlüm sana
Aklım isyan eder cevr eyler cana
Aşığınsam bunu çok görme bana
Feryat figan eden dillerim vardır
Açarım gözümü seherim sensin
Sonbaharım yazım baharım sensin
Umudum sevincim kahharım sensin
Hasretinden solan güllerim vardır
Asmışım ömrümü zülfün ucuna
Hakkım olsa yüz sürerdim tacına
Serim verem bu sevdanın bacına
Altınım yok ama pullarım vardır
Katlime fermandır yanakta allar
Damla damla akar dilinde ballar
Sen salın önümde giyin de şallar
Gelirim ardınca çullarım vardır
Görmeseydim keşke güzel yüzünü
Etmeseydim kelamını sözünü
Yürüseydim keşke yolun düzünü
Şimdi Sahra’larım çöllerim vardır
Sen küçüksün bakmalara doyamam
Sen yerine kimseleri koyamam
Öldür beni yine sana kıyamam
Derdinle tutuşan sollarım vardır
Aldanmışsan eğer gülen yüzüme
Nazar etmemişsin demek özüme
Halim ayan ne gerek var sözüme
Derdimi söyleyen tellerim vardır
İsterim dünyada bir tek sevdiğim
Diz çöküp önünde boyun büktüğüm
Yetmez mi efendim gayrı çektiğim
Dizlerimi döven ellerim vardır
Aşığınım sevdan vardır dilimde
Kapındayım arzuhalim elimde
Dolanırım senin aşkın belimde
Polat gibi sağlam bellerim vardır
Hasırım yoktur ki kapına serem
Bahçıvan değilim gülünü derem
Tek varımdır sana canımı verem
Tatlı candan başka nelerim vardır
Eydür Emrah sana hayran olmuşum
Kaynamışım deryalara dolmuşum
Ne çare ki pek vakitsiz bulmuşum
Gözlerimde kanlı sellerim vardır
5 Haziran 2015 Cuma
5.0
100% (1)