14
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
1695
Okunma

Gölgem dolaşırken uzaklarda
Ve ufuklarda
İbrişim kuşağının
Sarkan ucundaki koza
Ve püskülü, kınalanmıştı
Kehribar renginde san ki
Bedenimi sararken
Kehkeşanlardan vuran ışık
Kuşak püskülündeki o renk
Tüm vücuduma yayılıyordu
Asumanda,gözlerini ararken bıkmadan
Aylardan Haziran
Günlerden yirmi ikisi
Saat beş buçuk iyi mi ?
Koluna taktığın
O kına sepeti, bahar çiçekleriyle
Süslüydü
Ama hep Kehribar rengiydi
Sepeti saran
Sindi renkler bir an
San ki korkudan
Bu renklemi geçecekti zaman
Oysa ben
Cam göbeğini
Maviyi istemiştim yarınlar için
Nedense
Hep kehribar rengi aklımda kalan
Heceler sükutta
Uyaklar dönüşmüyor maviye
Avazlar duyulmaya yetmiyor
Mum kokusu değil
Aradığım yârrr
“Engir” (Akşam)’ a dönüşürken gün
Aradığım ışık oysa
Yarın Ramazan-ı şerifin ilk günü
Ravza’da açan
Gül rengini bildin mi
Oysa
Kehribar rengidir
Oradaki güller
Sevgililer sevgilisine koku saçarlar
Misk-i amber
Şimal rüzgarıyla gelir
..ve onu kına kokusu takip eder
Kına kokusu da özeldir bilir misin
Elde bıraktığı renkte kehribardır
Alaz
Alev
Ufuk renkleri
Büyüler insanı baktığı zaman
Tablolarda bile
Bir asil durur
Amber balığından çıkan bu koku
Camlaşmış reçine kehribar taşı
Sarıdan kızıla yayılan bu renk
Beni benden alır
Sarar ruhumu
Aç gözün seyreyle nevm-i baharım
Cennet kokuyorsun sen kehribarım
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
5.0
100% (14)