2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
938
Okunma
Uyuşuk sözcükler dilimde ağırlaşır peltekleşir şiirler
Hasret fısıltısı yüreğimde gedik açar
Gri konağın çiçekleri gölge bırakır cama
Hiçliğin yetişemediği sokakların gürültülü yalnızlığı öper ay ışığını
Bir elinde boza bir elinde limon serinliği gibidir geçmişin yüzü
Yada eskici seslerine karışır dünlerim
Bu günlerime tezat elma şekeri ve pamuk helva tadı
Damağımda çocukluğum yaşar
Hoşçakal perihan dipsiz bir uğursuzluk çöktü ruhuma
Ah kaymaklı dondurma damak çatlatan lezzet
Nur içnde yat saduş abi
Şimdi aralansa geçmişin kapısı
Damağımda iz bırakan hatıralar canlansa
Kaymaklı dondurma ve şuruplu muhallebi
Karanfil tadına haps olan dünlerim
Hoşçakal peirhan sarı buklelerine aşık olan yanım
Gri konağın müdavimiyiz biz gölge çiçeklerinin rüzgarda oynaştığı yerde
Eskiyen yalnız anılar değil perihan şehirlerde eskiyor
Son istasyonda çocukluğumuzun çufçufu
Atlı karınca dönme dolap sihirli aynadaki kırık görüntümüzde eskidi perihan
Kır sakallı palyaçolar olduk
Üç maymun efsanesinde
Kambersiz düğün dernek olur mu perihan
Bekle gri konağın müdevimlerini
Ruhumuz göçebe çadırı kurdu eskiyen yıllara inat
Yetmiyor avucuna saydığım üç kuruş
Beş kuruşa satılan kaynana şekeri tadında yıllar alacaklı biz borçlu
Ve pusulası kırık zamanın koridorunda biz züürt
Perihan kırmızı papuçlarımın ökçesi kırıldı ve düştü çocukluğum
Dedim ya gökyüzünün mavisine hasret çocuklarıyız
Memleket sıcağı gibi sevdalara
İnadına çocuk inadına ülke
Ve hala çocuk kalan bir kente sevdalı
Ki gri konağın müdavimleyiz biz
Kirlenmemiş dostlukların gölgesinde büyüyen dostlukların göge çiçekleriyiz
Hoşçakal perihan dipsiz bir uğursuzluk çöktü ruhuma
Mahmudiye Düzkaya
5.0
100% (6)