0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
601
Okunma
İlk güzelleme...
Kızarmış yanağın allar içinde
Gülistanda açan gül müsün güzel
Öyle bir güzelsin kullar içinde
Şeker şerbet misin bal mısın güzel
Gerilmiş kaşların misal-i yaydır
Selvidir boyların didarın aydır
Maşukla cehennem aşığa yeğdir
Perverdigar mısın kul musun güzel
Bal damlar leblerin dişlerin inci
Çaktın yüreğime dinmez bir sancı
Sanki Mecnun gibi del’oldum genci
Gezip dolandığım çöl müsün güzel
Pare pare pareledin canımı
Gözlerimden döker oldun kanımı
Fiske vurup viran ettin hanımı
Zemheri taşıyan yel misin güzel
Ak döşün üstünde bahçe-i cennet
Aşığın eylemez cennete minnet
Gülüşün bakışın bulunmaz ziynet
Sır ile pinhandan hal misin güzel
Kudret-i Rahman’dan çekilmiş kaşın
Ağrı’nın karından ak beyaz döşün
Arasam cihanı var mıdır eşin
Bilmem melek misin kul musun güzel
Yaralar canımı hançer bakışın
Kirpiklerin şu sineme çakışın
Kızılırmak gibi taşıp akışın
Gönül bendim yıkan sel misin güzel
Maşuktan aşığa gelen her eza
Şekere şerbete benzermiş keza
Nale-i aşkından dönmüşüm saza
Mızrap mı perde mi tel misin güzel
Cehennem harının ateşi misin
Seher-i sevdanın güneşi misin
Huri gılmanların bir eşi misin
Firdevs bahçesinde yol musun güzel
Cennet-i alanın direği misin
Cümle aşıkların ereği misin
Şu deli gönlümün gereği misin
Atlas libas mısın çul musun güzel
Varsaydım eline deli olurdum
Kaynayarak aşkın seli olurdum
Fatıma olsaydın Ali olurdum
Zülfikar’ı tutan el misin güzel
Sen güzelsin ferman senin elinde
Bal eksilmez dudağında dilinde
Yüzüm yoktur dolanayım ilinde
Şu tatlı canıma el misin güzel
Açmışsın zülfünü etmişsin kement
Seven sevdiğine nökerdir elbet
Eyledin Emrah’ı kendine gurbet
Yoksa divane mi del’misin güzel
19 Mart 2015 Perşembe
5.0
100% (1)