kör eder gözleri nefret ve kin kusan oynakça hisler
solmadan içimde ki o çocuksu duyguda ki berrak gönüller
de hadi durma da tez vakit gel
senin özüne zinhar toz kondurmadığını bilsem bile yar
dost düşmana rezil rüsva olup sihir bozulmadan gel
bilirsin ödün veremem ne kişiliğimden nede onurumdan
gel de kalpleri fesat ve fitne kurtlarından kurtar
kurda kuşa kemirtip de yıpratmadan koş da gel
içim içime hiç sığmıyor nedense dağı taşı aş da gel

yokluğunu kalbim hissetmeden de önce gel

ne edip eylesen de bilirsin ki yaşça senden büyüğüm
hak ve hakikat içinde olgunluk elbet ki bana düşer
derhal hizaya gelmeli gönüller bir bütünlük içinde
işi daha fazla da uzatmadan gel
durup da büyüklerinin deneyimli sözünü dinlesin gönlün
yol ve yordama girilmeden çözülmez ki bunca kör düğüm
ben aşkın zehrini tattım
ha bugün
ha yarın
öldüm ve öleceğim desem de
gönlümü yakan o ahu gözlerini bilsem de
hırsla kalkan ziyanla oturur deyişimi yersen de
bir ananın acı feryadına düştü hislerim
dert kasvete çarpınca kirpik altına da pustu gözlerim

gözlerimin feri seni seçe biliyorken gel

bir düşün de iki taşın hele hep kapıyı yüzüme çarpışını
her vakit kalkardın da başıma ömrünü
her geri dönüşte donup da kaldım sokak başların da
oysa ne suç nede bir tek günahım vardı
seni fazlaca sevmekten başka
seni bir çiçek gibi görüp de el değmeye kıyamazdım
sende çok iyi bilirsin
bak giderim dediğim andan bilirdim ki sen çok irkilirsin
bir korku bir telaş sarardı o anda her bir yanını
el etek birden bire tutuşur birbirine karışırdı
ocakta kömür olurdu aşın
bilmez miydin sen öz ateşinde sancılı yanacağını

Bu iş kopunca duvarlardan alır hırsını o akılsız başın


beni sen zorlamıştın oysa seni gözetip de kollamaya
sen kandırdın o şuh bakışlarla seni severek taşımaya
madem ki bir aşk ateşin de
yanıp kül olacak kadar hislere düşmemişti yolun
yok muydu sana meftun olabilecek bir zavallı kulun
yoksa zıt mı çalışır senin hepten o küçücük aklın


ben sana durma hemen gel dememiş miydim?


sen azıtıp da tüm iblis varı sinsi hislerine de
hiçbir şeyimizi sağlam bıraktırtmadın ya
kopardığın bağlar lime lime oldu kalbin çengelinde
boş kalan eller boş kalan yürek büyüyüp koca bir hayret oldu
kan çanağına dönmüş göz bebeklerime sadistçe kondu

ne yazı ki şimdi şaşkın ve üzgünüm hem de çok


onca emek güven sevgi ve vefa ile dostluk bitmişken
ok yayından çıkıp da her şeylerin haddini aşmışken
bir tek kulu bile sen iyi gözle görmedin ya
sende ne ruh ne duygular sağlıklı kalmamışken
birde bire gerisin geri gelmekte neyin nesi hiç olur mu
demiştim sana yar sakın kırma ha testiyi
sana çok çok önceden
son pişmanlık getirmez ki mazi temsili testiyi
sende suçluluğun o çok acı izleri varken
ben de kucağım da parça parça olmuş bir kalp taşırken
biz bir daha asla gelemeyiz ki bir araya
git
h
a
d
i
git
sen varda git yoluna ki ben de rahatça çıkabileyim Hakkın huzuruna…



(04.08.2015) AZAP…