Adalet mülke temel el hak doğrudur bu söz
Kıssadan hisse alır hakikate bakan göz

Eskiden mahkemeye kadılar bakıyormuş
Haklılar kuvvetliymiş suçlular çakıyormuş

Rüşvetçi kimliğiyle meşhur olmuş bir kadı
Haklı haksız ayırmaz bozukmuş itikadı

Suçlu suçsuz olurmuş bastırınca parayı
Terazi bozulurmuş ak görünce karayı

Cürmü sabit birisi başvurmuş mahkemeye
Tanıyormuş kadıyı alıştırmış yemeye

Mahkeme başlayınca söz almış suçlu adam
"Yüz şahidim var benim olmadan gelir akşam"

Getir şahitlerini bekliyorum akşama
İstersen uğraştırma hemen atayım dama

Yatsıya kalmaz demiş sonra çıkmış dışarı
Raydan çıkan adamın kalmaz yüzünde arı

Bir tepsiye dizdirmiş yüz parça baklavayı
Kadı iştahla yerken düşürecek davayı

Her birinin içinde gizliymiş birer altın
Mahkeme-i kübraya kalmadan çıkar haltın

Misafirmiş mübaşir kadıya tam o akşam
Denk gelmişler kapıda onunla suçlu adam

Mübaşir çakmış hemen ince işlik durumu
Rüşvet bozmuş demek ki baştan başa kurumu

Almış tepsiyi hemen tamam demiş iş bende
Merak etme olmuş bil kabul oldu tövbende!

Canı çekmiş bir tane götürmüş baklavadan
Altın bulmuş ağzında anında bedavadan

Ertesi gün yeniden tertip olmuş mahkeme
Kadı asmış suratı suçlu kalmış kekeme

Yüz şahitten bahsettin gelmedi henüz biri
Ya bul getir birazdan yahut yakarım diri

Mübaşir söz istemiş merak etme efendim
Aldım ifadesini dün akşam bizzat kendim

Kuvvetli haklı ise çıkılmaz dalaletten
Huzur nizam istersen ayrılma adaletten


Murat Canbolat
2 Ağustos 2015