Adem bize böyle demiş
LÜZUMSUZ BU GÜN

Zaten hava sıcak diye kaçarken
Rastlayınca ona ordan geçerken
Çay veren olmamış herkes içerken
............Oturunca biz de onun yanına
............Dertten derde dalmış üstad lüzumsuz

Yenge kovmuş evden gün var diyerek
Lüzumsuzsun bu gün yok sana gerek
Yiyemeden çıkmış bir pasta börek
............Bırakıp onları kadın kadına
............Aklı kekte kalmış üstad lüzümsuz

Ne yapsın çare yok sokakta kalmış
Soluğu Efe’nin dükkanda almış
Dükkan kapı duvar ne yaman halmış
...........Şiir sokak gelmiş hemen aklına
...........Dosta haber salmış üstad Lüzümsuz.

Daha ben sormadan yazmış cevabı
Ne yazar bu diye tutup hesabı
Yemiş yemiş yazmış tostlu kebabı
.............Başa geleceğin varmış farkına
.............Kalemini almış üstad Lüzumsuz

Dilenci diline düştü bir kere
Lüzumsuz elime düştü bir kere
Taşlama kaleme düştü bir kere
.............Yazacam deyince döndü şaşkına
.............Nazireyi bilmiş üstat Lüzümsuz
Adem çoban-(-Dilenci-)


Biz adem’e böyle dedik.....
EY AĞALAR HELE BAKIN ADEM’E

Ey ağalar, hele bakın Adem’e
Ozan olmuş, taşa tutmuş, oy beni
Usta, çırak, bak kademe, kademe
Dost nezdinde,hapı yutmuş,vay beni

Heyecan var, kalkıp gitti, masadan
Dedim şimdi, dem vuracak, NASA’dan
Döndü geldi, uzak yolu, kısadan
Telefon yok, şartel atmış, hay beni

O; karşıdan, koşaraktan geliyor
Telefon yok, sesi arş’ı, deliyor
Sokakta ki, bakan herkes, gülüyor
Lüzumsuz, der: mutlu etmiş, çay beni

Masamızdan bir ses geldi, kalınca
Yüzü güldü, telefonu çalınca
Çok sevindi, hemen onu bulunca
Birisinin, âh-ı tutmuş, say beni

Dedim Adem, güler miydin komşuna
Güle güle, git sen, Rize, Hemşin’e
“Ava giden” derler, mealen şuna
Bak feryadım, arş’a gitmiş, duy beni

Emekliler için, bu sorun hep var
Seni de şimdiden basmasın efkar
Söylediğim; sağır sultan da, duyar
Görme gardaş, terse gitmiş, toy beni

Görsen Adem, bayılıyor neş’eden
O sevinçle, kaydı gitti köşeden
Lüzumsuz’la yoğ imiş bak, baş eden
Ettin gardaş, pili bitmiş, zay beni

Sadık DAĞDEVREN
Aşık LÜZUMSUZ