18
Yorum
16
Beğeni
4,9
Puan
1725
Okunma

Bilmem ki seni nasıl anlatsam,
Ey canım, cananım Sorhun,
Günler gelir, günler geçer,
Deste deste aylar geçer,
Yıllar dolu denkler geçer,
Ben sana hasret,
Sen bana hasret.
Sende doğmak ne güzel,
Sende yaşamakta bir aşka güzel,
Ya sana hasret çekmek,
O daha başka inanılmaz güzel,
Ben sana hasret,
Ben sana hasret,
Yeşil dağlar, düz ovalar,
Platolar, vadiler, derler, tepeler,
Sular berrak buz gibi serin,
Ya esen rüzgarlar,
Uçan kuşlar, kelebekler,
Ben sana hasret,
Sen bana hasret,
Yazın tarlalar nakış nakış süslenir,
Her bir ürün tarlalarda yaslanır,
Sorhun’a hasret yüreklerde paslanır,
Yağar kışın kar dört bir taraf ıslanır,
Her mevsimde Sorhun başka süslenir,
Ben sana hasret,
Sen bana hasret.
Yaylalarda sis var duman var,
Kırlarında dolaşan koyunlar kuzular,
Nerede kaldı o ağaçlardan evler,
Külek külek peynirler, yağlar,
Ya at üstünde dedeler nineler,
El açan çocuklar, gevrek atan eller,
Ben sana hasret,
Sen bana hasret,
Birde Ovada sıcaktan yanmak,
Süte kaymağa ekmek banmak,
Pilekide çadi sonra çimur bulmak,
Yayıklardan yağ ve ayran almak,
Bir hayat bu anlatılmaz, yazılmaz ki,
Ancak yaşanır ve yaşanır...
Ben sana hasret,
Sen bana hasret,
Sana selam, sana umut,
Ey canım cananım Sorhun.
Cemalettin GÜRPINAR
5.0
93% (14)
4.0
7% (1)